Kentteki Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Ayrıca kentteki önemli.
Kentteki herhangi bir bara.
Mr Wildmanın Kentteki şatosuyla.
Bu kentteki sendikalar.
Cengiz ağabeyi hemen hemen kentteki herkes tanır.
Combinations with other parts of speech
Kentteki tüm beyleri zaten tanıyor.
İşte benim kentteki favori müzelerim.
Kentteki Stanton Lowe adlı köyün hemen dışında.
Hemen hemen kentteki tüm park ödenir.
Kentteki hamamların en büyüğüdür.
Aile standardımız, kentteki en iyi eti kullanmayı gerekli kılıyor.
Kentteki en iyi şarap mahzenine sahip.
Güney Vietnam birlikleri kentteki komünist mevkilere hava saldırısı düzenledi.
Kentteki insanlar seninle konuşuyorlar mı?
Yağmurun durmasının ardından kentteki hayat normale döndü.
Bu, kentteki en büyük bıyık.
Kentteki tüm polis merkezleriyle konuştum.
Hayır. Kentteki en iyi kaburga orada.
Kentteki park yerleri az sayıdadır ve aşırı derecede pahalıdır.
Bu çizgiler kentteki belli başlı ley hatlarını temsil ediyor.
Kentteki sosyal değişim ile suç arasında bir ilişki mevcuttur.
Burasının kentteki en otantik Szechwan olduğu söylendi bana.
Kentteki esnafın yarısını ve hırsızların tamamını tanıyorum.
Sen karışma. Kentteki en iyi aşçılardan biri olmasan, seni kovmuştum.
Kentteki en iyi aşçılardan biri olmasan, seni kovmuştum.- Sen karışma.
Eski Kentteki en sevdiğim noktalar biri!
Kentteki felsefe, Avrupa Kültürü ve Diller Okulu bünyesinde öğretilmektedir.
Amaç kentteki değişimi gözlemlemekti.
Kentteki genç insanlara iş tecrübesiyle yardımcı olmada gösterdiğiniz destek için teşekkür ederiz.
Bu kentteki tek yıldız benim.