ONU SAKINLEŞTIRMEYE ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• sie zu beruhigen
• er ruhig bleibt

Onu sakinleştirmeye Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Onu sakinleştirmeye çalış Dione.
Versuch ihn zu beruhigen.

Komşuları onu sakinleştirmeye çalışıyor.
Ihre Nachbarn versuchen sie zu beruhigen.

Onu sakinleştirmeye çalıştım.
Ich versuchte ihn zu trösten.

İlk olarak onu sakinleştirmeye çalıştım.
Ich habe zunächst versucht, sie zu beruhigen.

Onu sakinleştirmeye çalıştım.
Ich versuche, sie zu beruhigen.

Mehmet de uyanmıştı, onu sakinleştirmeye çalıştı.
Andrew stand auf und versuchte sie zu beruhigen.

Ve onu sakinleştirmeye yardımcı oluyor.
Und es beruhigt sie.

Pallomari ile konuş, onu sakinleştirmeye çalış.
Rede du zuerst mit Pallomari, damit er ruhig bleibt.

Onu sakinleştirmeye çalıştım.
Ich versuchte sie zu beruhigen.

Nate arabasından inip onu sakinleştirmeye çalıştı.
Nate stieg aus seinem Auto aus und versuchte ihn zu beruhigen.

Ben onu sakinleştirmeye çalışıyorum.
Ich wollte ihn beruhigen.

Tabiî başkan ve savcı onu sakinleştirmeye çalışıyorlardı.
Natürlich versuchten der Präsident und der Staatsanwalt sie zu beruhigen.

Onu sakinleştirmeye çalışacağım.
Ich versuche, sie zu beruhigen.

İçeri Daeshimin annesi girmişti ve onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
Beyoncé's Mutter nahm sie dann beiseite und versuchte sie zu beruhigen.

Ben de onu sakinleştirmeye çalıştım.
Ich musste sie beruhigen.

Sizinle konuşmayı bitirir bitirmez, yanına gidip onu sakinleştirmeye çalışacağım.
Sobald wir hier fertig sind, werde ich zu ihr gehen und versuchen sie zu beruhigen.

Onu sakinleştirmeye çalışıyorum.
Ich versuche, sie zu beruhigen.

Tıbbi araştırmacılar onu sakinleştirmeye çalıştılar ama bu imkansızdı.
Die medizinischen Forscher versuchten, ihn zu beruhigen, was sich als unmöglich herausstellte.

Onu sakinleştirmeye çalıştım.''.
Ich versuchte ihn zu beruhigen.“.

Herkes onu sakinleştirmeye çalışır.
Alle versuchen sie zu beruhigen.

Onu sakinleştirmeye çalışıyor.
Sanitäter versuchen, sie zu beruhigen.

Evet. Ivan onu sakinleştirmeye çalışıyor.
Ja. Ivan möchte, dass er ruhig bleibt.

Onu sakinleştirmeye çalışıyorum. Buraya gel kızım.
Komm her.- Ich versuche, sie zu kühlen.

Babam da onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
Auch der Vater versuchte, ihn zu beruhigen.

Onu sakinleştirmeye çalış, biraz alan tanı.
Versuch nur, sie zu beruhigen, gib ihr etwas Raum.

Lord Baelish onu sakinleştirmeye çalıştığında vurdu.
Als Lord Baelish sie beruhigen wollte, schlug sie nach ihm.

Onu sakinleştirmeye çalıştım ama olay kontrolden çıktı.
Es geriet außer Kontrolle. Ich wollte ihn beruhigen, aber er..

John onu sakinleştirmeye çalışır.
John versucht sie zu beruhigen.

Onu sakinleştirmeye çalışıyorum, ama içgüdülerim bana bebeğiyle ilgili bir problem olduğunu söylüyor.
Ich versuche sie ruhig zu halten, aber mein Magen sagt mir, dass das Baby Probleme hat.

Jack onu sakinleştirmeye çalışır.
Jack versucht ihn zu beruhigen.