PARÇALAMA ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

Fiil
Isim
abzubauen
azaltmak
azaltılması
sökün
çıkarmak
madencilik
kaldırmalarını
sökülmesi
parçalayan
parçalayabilir
zu brechen
kırmak
çiğnemeye
bozmaya
kırılması
yıkmak
ihlal etmeyi
kıran
parçalama
sind Smash
Zerstückelung
parçalanmadan
parçalama

Parçalama Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Fiziksel parçalama.
Körperlicher Verfall.
Parçalama kulüpleri bunun için değil mi?
Dafür sind Smash Clubs doch da, oder?
Peru şeytan parçalama.
Zerstückelung der dämonen.
Daha çok parçalama, daha çok yıkın!
Mehr zertrümmern, mehr Schund!
Ve sakın makinemi parçalama.
Und machen Sie nicht meine Maschine kaputt.
Cinayet, parçalama ve ortadan kaldırma!
Mord, Verstümmelung und Entsorgung!
Kart Destroyer Akıllı Parçalama Makinesi.
Chipkarten- Shredder- Maschine.
Parçalama kulüpleri bunun için degil mi?
Dafür sind Smash Clubs doch da, oder?
Ailemizi parçalama.”.
Unserer Familie ruinieren.".
Parçalama yöntemleri, gerekli baharatlar.
Methoden der Zerkleinerung, notwendige Gewürze.
Biraz araba parçalama zamanı!
Zeit sein Auto ein bisschen zu verwöhnen.
Sánchez yandaşları İspanyayı parçalama peşinde.
Sánchez' Unterstützer wollen Spanien zerreißen.
Ailemi parçalama pahasına değil.
Nicht, wenn es meine Familie auseinanderreißt.
Luke, lütfen elektrikli aletleri parçalama.
Luke, bitte hör auf, alle Geräte auseinanderzunehmen.
Rahim duvarını parçalama riskin var.
Du riskierst, deine Gebärmutterwand zu zerreißen.
Onları ve Parçalama Daha sonra torbalar yanık onları koyarak.
Er schreddert sie und steckt sie dann in Verbrennungstüten.
Bu sadece cinayet değil, aynı zamanda parçalama ve işkence.
Es geht nicht nur um Mord, sondern um Verstümmelung und Folter.
Acaba beynini parçalama iznini Watsonla bana verirler mi?
Ob man Watson und mir wohl gestattet, Ihr Gehirn zu sezieren?
Yerçekimi saptırıcı ile asteroidi parçalama planı… Bu yüzden, hükümetin.
Der Plan der Regierung, den Asteroiden mit dem Gravitationstraktor zu zertrümmern, ist Unsinn.
Aşma ve parçalama meselesidir; bu, direniş tecrübelerini bir araya.
Schreiten und niederzureißen; es geht darum, diese Widerstandserfahrungen.
KW Sanayi Plastik Parçalama Makinesi PLC.
Industrieller zerreißende Maschine 45KW PLASTIKPLC Plastik.
Aslında, parçalama ve enerji olarak depolamak( kalori) yağ olarak iyidir.
In der Tat, Energie(Kalorien) wie Fett zu brechen und zu speichern ist gut.
Ne de olsa, Trump en büyük bankaları parçalama sözü verdi, ancak Clinton almadı.
Immerhin hat Trump versprochen, die größten Banken aufzulösen, Clinton aber nicht.
Aslında, parçalama ve enerji olarak depolamak( kalori) yağ olarak iyidir.
Tatsächlich ist der Abbau und die Speicherung von Energie(Kalorien) als Fett gut.
Laktoz intoleransı altında vücudun bu maddeyi parçalama imkansızlığını anlayın.
Unter Laktoseintoleranz versteht man die Unmöglichkeit des Körpers, diese Substanz abzubauen.
Acaba beynini parçalama iznini Watsonla bana verirler mi?
Hoffentlich dürfen Watson und ich Ihr Gehirn sezieren. Nach Ihrer Hinrichtung natürlich?
Anatomi'' terimi eski Yunanca kelime anatemnein- diseksiyon, parçalama geliyor.
Der Begriff"Anatomie" kommt von dem altgriechischen Wort anatemnein- zergliedern, zerstückeln.
Kesimi, kesim, parçalama ve işleme alacak salonları 9.0 ve 9.1.
Das Segment der Schlachtung, ZERLEGUNG und Verarbeitung dauert Hallen 9.0 und 9.1.
Ve her zaman olduğu gibi, Fazbear Entertainment sorumlu değildir senin ölüm veya parçalama.
Wie immer ist Fazbear Entertainment nicht verantwortlich für Tod oder Zerstückelung.
Bazen de oda arkadaşımı parçalama dürtüsü ile doluyorum. Ve bazen.
Und manchmal… Manchmal habe ich das Verlangen, meine Mitbewohnerin in Stücke zu reißen.
Sonuçlar: 43, Zaman: 0.0526

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca