SPOR SALONUNA GITMEK ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• ins Fitnessstudio gehen
• in die Turnhalle gehen

Spor salonuna gitmek Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Bu spor salonuna gitmek gibi bir şey.
Ist doch wie ins Fitnessstudio gehen.

Dürüst olalım, her zaman spor salonuna gitmek istemiyoruz.
Seien wir ehrlich, wir wollen nicht immer ins Fitnessstudio gehen.

Önce spor salonuna gitmek istiyorum.
Ich will vorher noch ins Fitness-Studio.

Alternatif olarak, zamanınız sınırlıysa, en iyi seçeneğiniz spor salonuna gitmek olabilir.
Alternativ, wenn deine Zeit begrenzt ist, könnte deine beste Option sein, ins Fitnessstudio zu gehen.

Spor salonuna gitmek bazen işkence gibi hissedebilir.
In die Turnhalle gehen kann manchmal wie Folter fühlen.

Six-packim( Karın kası) yok ve spor salonuna gitmekten nefret ediyorum.
Ich habe kein Sixpack und ich hasse es, ins Fitnessstudio zu gehen.

Iş, spor salonuna gitmek, yemek hazırlamak, içmek, film izlemek.
Wie zur Arbeit gehen, zur Fitness, was essen, was trinken, ins Kino gehen..

Mesela, sağlıklı yemek, spor salonuna gitmek veya annenizi aramak.
Zum Beispiel, gesund essen, ins Fitnessstudio gehen oder unsere Mutter anrufen.

Sen, spor salonuna gitmek spor ve çok daha kolay hareket etmek mümkün olacak.
Sie werden in die Turnhalle gehen können, Sport treiben, und um viel leichter zu bewegen.

Bu sıcak yaz aylarında spor salonuna gitmek gerçekten sıkıcı bir fikir.
In diesem heißen Sommer ist es eine wirklich langweilige Idee, ins Fitnessstudio zu gehen.

Spor salonuna gitmek sağlıklı bir alışkanlık ve Barbie yaşam tarzının bir parçasıdır.
Gehen in die Turnhalle ist eine gesunde Gewohnheit und ein Teil der Barbie-Lifestyle.

Fakat elbette bazı insanlar için diyet yapmak, spor salonuna gitmekten daha kolaydır.
Aber für manche ist es natürlich einfacher, eine Diät zu halten, als ins Fitnessstudio zu gehen.

Aslında bugün spor salonuna gitmek istedim, ama kendimi iyi hissetmiyorum.
Eigentlich wollte ich ja heute ins Fitnessstudio, aber irgendwie fühle ich mich nicht so gut.

Mahvolmuş durumdayım, beş yerine dokuzda kalkmak,… mahkemeye koşturmak yerine spor salonuna gitmek.
Ich bin am Boden zerstört… Stehe um 9 auf statt um 5, gehe ins Fitnesscenter statt ans Gericht zu hetzen.

Maç öncesi hep spor salonuna gitmek için izin alması ne kadar tuhaf.
Schon lustig das er immer um Erlaubnis fragt, in die Sporthalle zu gehen, bevor ein Kampf ansteht.

Bir kez spor salonuna gitmek ve yukarı zıplamak, kendinize bir sporcu diyemezsiniz.
Wenn Sie einmal ins Fitnessstudio gehen und aufspringen, können Sie sich nicht als Sportler bezeichnen.

Eğer gücü eğitimi istiyorsanız, spor salonuna gitmek ya da kendinizi evinizde kullanabileceğiniz bazı ağırlıkları satın.
Wenn Sie Krafttraining, gehen in die Turnhalle oder kaufen Sie sich ein paar Gewichte, die Sie zu Hause verwenden können.

Sık sık spor salonuna gitmek eğer Bunun anlamı, C vitamini eğitimden sonra kurtarma oranını azaltır.
Das heißt, wenn Sie in die Turnhalle gehen oft, Vitamin C reduziert die Wiederherstellungsrate nach dem Training.

Şu kesin tabii, bir kız spor salonuna gitmeden de seksi ve tatlı olabilir.
Sicher, ein Mädchen kann sexy und hübsch sein, ohne ins Fitnessstudio zu gehen.

Gt; Spor salonuna git ve yarışmadan önce forma gir!
Gt; Gehe ins Fitnesscenter und bringe dich vor dem Wettbewerb in Form!

Spor salonuna gitmeden egzersiz yapmak istiyorsanız, ip atlamak sizin için harika bir seçenek olabilir.
Wenn du trainieren willst, ohne ins Fitnessstudio zu gehen, ist das Springseil eine gute Option für dich.

İki hafta içinde spor salonuna gitmeye başladım, ama kendimi aşırı yormamaya çalıştım.
In zwei Wochen begann ich ins Fitnessstudio zu gehen, aber ich versuchte mich nicht zu überanstrengen.

Spor salonuna gitmeye başladı.
Begann ins Fitnessstudio zu gehen.

Elbette, bir kız spor salonuna gitmeden seksi ve tatlı olabilir.
Sicher, ein Mädchen kann sexy und hübsch sein, ohne ins Fitnessstudio zu gehen.

İşte bunlar da benim sonuçlarım: Bir kere bile spor salonuna gitmeden 29,5 kilo verdim!
Ich habe 29.5 kg verloren ohne auch nur einmal ins Fitnessstudio zu gehen!

Parayı almak üzere spor salonuna gittiğinde de onu öldürdüler.
Sie geht in die Turnhalle, um das Geld zu holen, und wird umgebracht.

Mayo alıp spor salonuna gittim.
Ich kauf einen Turnanzug und gehe in die Turnhalle.

Spor salonuna gitme.
Geh nicht ins Fitness-Studio.

Sen spor salonuna git.
Du gehst in das Fitnessstudio.

Her gün spor salonuna gitmeye başladığında.
Als sie jeden Tag ins Fitnessstudio ging.