TAHRIK ETMEK ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• zu provozieren
• erregt

Tahrik etmek Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Seni tahrik etmek istiyorum.
Ich will dich erregen.

Herhangi bir zamanda onu tahrik etmek.
Zu provozieren ihn jederzeit.

Hayır! Onu tahrik etmek istemiyorum.
Ich will ihn nicht provozieren.

Tahrik etmek, kur yapmak için bunu hep yapıyorlar… Erkekten hoşlansalar bile.
Auch wenn sie den Kerl mögen. Das tun sie zum Provozieren, Anmachen….

Kardeşim beni tahrik etmek istiyor.
Mein Bruder will mich provozieren.

Onu tahrik etmek için genç ve güzel bir bayan.
Eine junge Frau, die ihn erregt.

O zaman korkuları tahrik etmek kolaylaşıyor.
Da sei es einfach, Ängste zu schüren.

Beni tahrik etmek için alanıma sürekli kötü elementler gönderiyordu.
Er schickte immer wieder schlechte Elemente in mein Raumfeld, um mich zu erregen.

O zaman korkuları tahrik etmek kolaylaşıyor.
Entsprechend leicht sei es, Ängste zu schüren.

Sadece onu tahrik etmek, deliye çevirip terletmek, sonra da hayır demek istiyorum.
Ich will ihn nur anmachen, ihn heiß werden… und schwitzen lassen, um dann Nein zu sagen.

Hayır, dünyadaki tüm erkekleri tahrik ediyoruz! Japon erkeklerini tahrik etmek için vücutlarımızı… Sadece çiftleşmiyoruz.
Nein, die Männer auf der ganzen Welt! Wir erregen mit unseren Körpern die Männer Japans….

Müşteriyi tahrik etmek hiçbir zaman… iyi sonlanmaz Tom.
Kunden anzumachen, geht nie gut aus, Tom.

Çin hükümetini tahrik etmek Amerikanın işine gelmez.
Es ist nicht in Amerikas Interesse, die chinesische Regierung zu provozieren.

İki dingili aynı anda tahrik etmek için tek bir motor nasıl kullanılır?
Wie lassen sich mit einem einzigen Motor gleichzeitig zwei Achsen antreiben?

Beni tahrik etmeye çalışıyorsun?
Sie versuchen mich zu provozieren?

Bunun beni, hem tahrik etmesi hem de iğrendirmesi tuhaf mı?
Ist es falsch, das ich gleichzeitig erregt und angewidert bin?

Göz etti. Beni tahrik etmeye çalışıyor diye düşündüm.
Schau an, dachte er: Sie versucht, mich zu provozieren.

Beni tahrik etmeye çalışıyorsun.
Du versuchst mich zu provozieren.

Beni biraz tahrik etti.
Das hat mich etwas erregt.

Beni de tahrik etti.
Ich war auch erregt.

Daha sonra başkalarını tahrik etmeye başlıyorum.
Ich beginne dann, andere zu provozieren.

Biraz sakin olur musun? Seni tahrik eden bu değil miydi?
Das erregt dich doch gerade an mir?

Komedi bu. Tahrik ettiği falan yok.
Es ist eine Komödie, Herrgott, nichts daran ist aufrührerisch.

Beni tahrik etme.
Ich mach es. Es reicht.

Beni tahrik etmişti.
Ich wurde provoziert.

Bunun beni tahrik etmesinden rahatsız oldum.
Es ist beunruhigend, wie sehr mich das anmacht.

Beni tahrik etmesinin imkanı yok.
Es ist fast unmöglich, mich anzutörnen.

Beni tahrik etmesi yanlış bir şey mi peki?
Ist es falsch, dass es mich anmacht?

Beni öyle tahrik ettin ki.
Du machst mich gerade so scharf.

Tüm dünyayı tahrik etmeden durmayacak mısın? -Aman tanrım!
Stoppst du erst, wenn du alle Welt angetörnt hast?- Oh,!