Takmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Adam hortum takmaya çalışıyor.
Takmaya bayıldığım birkaç parça da bende var.
Dinleme cihazı takmaya hazır mısın?
Onu takmaya alıştın mı bari?
Çoraplarımın altına takmaya çalıştım.
Combinations with other parts of speech
O ne zaman takmaya başlamıştı ki?
Özellikle, hijab olarak bilinen başörtüsünü takmaya başladığımda.
Kafaya takmaya değecek biri değil.
Bir kişi bir çanta takmaya görsün.
Belki tasma takmaya geri dönmeyi tercih edersin.
Evet, siz de yakın zamanda takmaya başlamışsınız.
Saat takmaya ihtiyacım yok, gerçekte.
Sanırım onu takmaya utanır.
Yani saat takmaya zaten alışığız birçoğumuz.
Sonra bende daha çok şapka takmaya başlamıştım.
Ben takmaya korktuğum için lens bile kullanamıyorum.
Bazı insanlar sokaklarda maske takmaya bile başlamış.
Takmaya korkacağı kadar büyük bir pırlanta vermek istemiyorum.
Gia, o kolyeyi takmaya ne zaman başladın?
Fransızlar onu, hayatının sonuna dek bunu takmaya mahkûm etmişler.
Neden beni maske takmaya mecbur bıraktınız? Maske?
Bu yüzden şapka ve ağzımı örten bir atkı takmaya başladım.
Yara bandı takmaya bile vakit yok.
Takmaya başladıktan yaklaşık bir ay sonra, erkekler tekliflerde bulunmaya başladı.
Cassidyyi verirsen şapka takmaya devam edebilirsin.
Ama onu takmaya korkuyorum bu yüzden onu kiralık kasamda tutacağım.
Şimdi diğer kumaş parçasını takmaya hazır olabilirsiniz.
Bu nedenle, çiti takmaya devam etmeden önce yasaları okuyun.
Neden çelik uçlu botlar giyip… metal bileklikler takmaya başladığımı biliyor musun?
Stockholmde insanlar Finlandiyalıları küçük görürler o yüzden ben de gözlük takmaya başladım.