Takmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Yara bandı takmaya mecbur kaldım.
Evlenme akdi olmadan yüzük takmaya.
O zaman eldiven takmaya başladım.
Ondan sonra başladın maskeleri takmaya.
Gözlük takmaya başlamadan önce.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
takma ad
takma isim
takmak zorunda
tik takemniyet kemerini takkafayı takmışmaskeni takşapkanı takgözlük takmaktakma isimler
Daha
Fiillerle kullanım
Sadece yeniden sütyen takmaya başladım.
Yüzüğü takmaya başlamadan önce üzerinde olan bir şey.
Daha çok şapka takmaya başlarım.
Şapka takmaya başlasan iyi olur bence.
Ciddi ciddi şapka takmaya başlamalıyım.
Bu yüzden şapka ve ağzımı örten bir atkı takmaya başladım.
Katil bilekliği takmaya niyetim yoktu.
Cardiffe yerleştirilen sığınmacılar, kendilerine verilen kırmızı bileklikleri takmaya mecbur ediliyor.
O şapkayı takmaya devam et Crystal.
Başka insanların gözlüğünü takmaya bayılıyorum!
Belki de kask takmaya başlamalıyım.
Mindy, alt edilecek suçlular oldukça maskeyi takmaya devam edecek.
Gia, o kolyeyi takmaya ne zaman başladın?
Kocanız ne zaman gözlük takmaya başladı?
Marshall, o şapkayı takmaya gerçekten devam edecek misin?
Eğer gözlük kullanıyorsa gözlük takmaya devam edebilir.
Alexin* prezervatifi takmaya çalıştığı ve başarısız olduğu üçüncü seferdi.
Ne zamandan beri yüzük takmaya başladın?
Çünkü yine o kolyeyi takmaya başladın sana aldığım kolyeyi.
Daha diş çıkarırken gözlük takmaya başlamam gerekti.
Başlarına zincir posta takmaya başlarlar, bazen kask olmadan bile.
Kim derslere gelirken bisikletci kaski takmaya karar verdim.''.
Büyük, altın kemerler takmaya başlayacağım.
Natalie, bunu kemerine takmaya ne dersin?
Zaten bir balığa kuyruk takmaya çalışmak saçma.