TERK ETMEYI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• zu verlassen
• zurücklassen
• aufzugeben

Terk etmeyi Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Seni terk etmeyi seçtim.
Ich beschloss, dich zu verlassen.

Bugün bu alışkanlığı terk etmeyi düşünün.
Erwägen Sie, diese Gewohnheit heute zu verlassen.

Tom terk etmeyi seçti.
Und sie beschließt Tom zu verlassen.

Ne? Bizi burada ölüme terk etmeyi planladı.
Was? Er wollte uns hier zum Sterben zurücklassen.

Seni terk etmeyi hiç istemedim.
Ich wollte dich nie verlassen.

Ne? Bizi burada ölüme terk etmeyi planladı?
Er wollte uns hier zum Sterben zurücklassen. -Was?

Seni terk etmeyi hiçbir zaman istemedim.
Ich wollte dich nie verlassen.

Oğlum ülkeyi terk etmeyi düşünüyor.
Sohn, erwägt, die Stadt zu verlassen.

Onu terk etmeyi de hiç düşünmedim.
Ich habe trotzdem nicht daran gedacht, ihn zu verlassen.

Bu dünyayı saygıyla terk etmeyi hak ediyor.
Er verdient es, die Welt mit Respekt zu verlassen.

Şehri terk etmeyi seçenler dışında.
Bis auf die, welche die Stadt verließen.

Bayan Jiang sonra Çini terk etmeyi başardı.
Später schaffte es Frau Jiang, China zu verlassen.

Ülkeyi terk etmeyi bile düşünüyoruz.
Ich überlege, sogar das Land zu verlassen.

Thea, Starling Şehrini terk etmeyi düşünüyor.
Thea denkt darüber nach, Starling City zu verlassen.

Şehri terk etmeyi bile istemedim.
Und ich wollte die Stadt nicht mal verlassen.

Çünkü aslında bu adam eşini terk etmeyi düşünmüyor.
Dieser denkt allerdings nicht daran, seine Frau zu verlassen.

Sen hiç terk etmeyi düşündün mü?
Hast du je an eine Trennung gedacht?

Bu değişim, eski alışkanlıkları terk etmeyi gerektiriyor.
Eine Veränderung setzt also voraus, alte Gewohnheiten aufzugeben.

Karımı terk etmeyi düşünüyordum.
Ich dachte daran, meine Frau zu verlassen.

Şahitler sizi belirtiyor Yatagini terk etmeyi reddetti.
Zeugen gaben an, dass Ihr euch geweigert hattet seine Bettseite zu verlassen.

Bu köyü terk etmeyi hayal ediyorsun.
Du träumst davon, dieses Dorf zu verlassen.

ABD Ordusu, geleneksel M4 otomatik karabinaları ve M249 hafif makineli tüfekleri terk etmeyi planlıyor.
Die US-Armee beabsichtigt, die traditionellen automatischen Karabiner M4 und leichten Maschinengewehre M249 aufzugeben.

Ve Moya da onu terk etmeyi reddediyor.
Und Moya weigert sich, ihn zurückzulassen.

Onu terk etmeyi çok denedim, ama yapamadım.
Ich wollte schon oft von ihm weg, aber ich kann's nicht.

Evet ama Jamieyi terk etmeyi hiç istemedi.
Ja, aber sie wollte Jamie nie verlassen.

Şehri terk etmeyi düşünmüyorsunuz, değil mi? Evet?
Ja. Sie haben nicht vor, die Stadt zu verlassen, oder?

Bir daha sakın beni terk etmeyi düşüneyim deme.
Also denk nie wieder daran, mich zu verlassen.

Gemiyi terk etmeyi korkaklık olarak. Görüyorlar.
Das Schiff zu verlassen würde man als Feigheit auslegen.

Sen Agnes ile çocukları terk etmeyi planlıyor musun?
Willst du Agnes und die Kinder verlassen?

New Yorku terk etmeyi ve bir daha geri dönmemeyi düşlemiştim.
Ich träumte davon, New York zu verlassen und nie zurückzukommen.