Vermezsen Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Bana bir sebep vermezsen bunu yapamam.
Vermezsen doktor Beni öldürecek de ondan.
Eğer bana bir minibüs vermezsen, ben de çalarım.
Onu bize vermezsen buradaki herkesi öldürürüz.
Eğer bana bir araştırma yazısı vermezsen, istifa etmek zorunda kalacağım.
Combinations with other parts of speech
Bir cevap vermezsen onu içeri davet etmiş sayılırsın.
Aması yok. Adını ve numarasını vermezsen bu dükkânı kapatırım.
Eğer onu geri vermezsen seni öldürmek benim için bir zevk olacak.
Beni ısırdı! Bana o çantayı vermezsen senin ağzını burnunu--!
Eğer cevap vermezsen sorun çıkaracaktır.- Bu üçüncü arayışı.
Ve yine bana dürüst bir cevap vermezsen seni öldürürüm.
İzin vermezsen arayan kişi buraya gelebilir.
Bana ruhani güç vermezsen mutlu olmam.
Bana vermezsen benim yapacağımdan çok daha kötüsünü yapar.
Bana biraz para vermezsen… çığlık atarım.
Tabi Andy Dixon seni aradığı zaman bana hemen haber vermezsen.
O silahı bana vermezsen seni duvara yapıştırırım.
Dinle, eğer ona seni yaşatmak için bir sebep vermezsen bu adi herif seni öldürecek.
Bana cevap vermezsen onu suratına yapıştıracağım.
Karımın hayatı tehlikede ve o USByi bana vermezsen seninki de tehlikede olacak.
Bana beş dakika vermezsen… yukarı çıkar ve kapıyı kırar. Kendisi aşağıda.
Sana yardım etmeme izin vermezsen seni kesip çıkarırlar.
Görmemize izin vermezsen sana nasıl yardım ederiz?
Evet ama bana bir şans vermezsen bunu nasıl kazanacağım?
Ona bir platform vermezsen, yalan söyleyecek bir yeri yok.
Tadına bakmama izin vermezsen yüzüne kesik atarım!
Sorularıma cevap vermezsen, sana neler olacağını düşünmelisin.
Dediler,'' Bak Lut, bu tavrına son vermezsen sürülenlerden olacaksın.
Eğer telefona cevap vermezsen sahip olamayacağın kariyerin hakkında mı?
Dediler,'' Bak Lut, bu tavrına son vermezsen sürülenlerden olacaksın.