Yaşarken Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Ben New Yorkda yaşarken.
Yaşarken ünlü olmuştur.
İnsanlara yaşarken[…].
Yaşarken ben bir kraldım.
Biz Rusyada yaşarken.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Isimlerle kullanım
Ölüm Yaşarken hissedilir mi?
Serenayla burada yaşarken, ben.
Yaşarken gezmek istersin, para lazım.
Benim hayallerimi başkası ile yaşarken.
Hem yaşarken hem de öte dünyada.
En azından anne-baban yaşarken, değil mi?
Ve yaşarken sadece bir tablosu satılmış.
Kendimi Kaliforniyada yaşarken düşünemiyorum.
Yaşarken de kahramanca yaşıyormuş.
Ben seninle yaşarken nefes alabiliyorum.
Yaşarken bu olsa bence daha iyi olurdu.
Onun karavanında yaşarken o senin arkanı kolladı.
Yaşarken, yanarken, ölürken ve tekrar canlanırken.
Bazı insanlar yaşarken bile unutulurlar.
Seni yaşarken kendi içimde ölsem, seni unutur muyum gerçekten?
Lausanneda beraber yaşarken görmüş. Biri onları.
Ben yaşarken, bunun boş olduğundan eminim.
Tatlım beni böyle yaşarken görmeni istemiyorum.
Burada yaşarken sahip olduğum ayrıcalıklar yok artık.
Sadece… ev arkadaşlarıyla yaşarken evli olamam.
Van Gogh yaşarken sadece bir tablosu satılmış.
Zimmerman gibi bir özenti yaşarken kocanın ölmüş olmasını diyorum.
Parkta yaşarken bana birkaç papel vermişti.
Çalışan olarak. Burada yaşarken sahip olduğum ayrıcalıklar yok artık.
Özgürce yaşarken, mutlu olmuşken, onların arasında kısaca hatırlayıver.