Yaşarken Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Onu yaşarken gördüm.
Evet, şey seninle yaşarken öğrendim.
Onu yaşarken yiyecekler.
Yani, birisi onu bu çukura yaşarken mi koydu?
Ve yaşarken Amerikada.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Isimlerle kullanım
Benim düşüncem, biz burada geçici rahatlığı yaşarken onlar burada.
Yaşarken üç kuralın olacak.
Büyükannemle yaşarken bana kartpostal yollardı.
Yaşarken bir amacın olsa yeter.
Benim çatımın altında yaşarken bizimle bu şekilde konuşamazsınız!
Burada yaşarken bağımlıydım.- Burada ne oldu?
Genel olarak, neşe, sevgi ve şükran yaşarken, dördüncü boyut bilincini yaşıyoruz.
Seni yaşarken görmek güzel, Arayıcı.
Bazı hastalar iştah artışı yaşarken, diğerleri tamamen iştahlarını kaybeder.
Omahada yaşarken daha yakın hissediyordum.
Onca zaman Keşişlerin altında yaşarken kendi benliğine tutunmayı öğrenmişsin.
Bizi yaşarken ölü olanlardan eyleme.
Bazı insanlar dramatik bir iyileşme yaşarken, diğerleri yalnızca mütevazı kazançlar elde eder.
Ben orada yaşarken orası göç işleri için kullanılıyordu.
Bazı insanlar dramatik bir iyileşme yaşarken, diğerleri çok az ya da hiç rahatlama yaşamaz.
Bu, onu yaşarken görmek için son şansın.''.
Senin ruhunu yaşarken kurtarmayı başaramadım.
Yalnız yaşarken, günler geçmek bilmeyecek gibi geliyor bana.
Napolide yaşarken tanıştım onunla.
New Yorkta yaşarken, etrafında anlaşılması çok zor, acı ve keder bulur.
Jaller tarihi yaşarken, sen de kayda geçireceksin!
O şekilde yaşarken kayıpsın, ve ben 63 yaşındayım.
Onun evinde yaşarken de güzeldi, paylaştığımız zamanlar.
JiHoonun evinde yaşarken, sen ve Ji hoo huzurlu görünüyorsunuz.
İskandinavyada yaşarken, bu ülkelerin idealleştirilmesi olduğu sonucuna vardı.