YAYGIN OLDUĞUNU ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• häufiger sind
• verbreitet ist
• üblich war
• weit verbreitet sind
• häufig ist

Yaygın olduğunu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Yaygın olduğunu fakat.
Eine verbreitete, aber.

Bunun ne kadar yaygın olduğunu görebiliriz.
Wir könnten sehen, wo die überall sind.

Gnomes'' hakkında efsaneler bölgede yaygın olduğunu.
Die Legenden über die„Zwerge“ waren weit verbreitet in der Region.

Bunun ne kadar yaygın olduğunu bilmiyoruz.
Ich weiß nicht, wie weit verbreitet das ist.

Ve o buzdağlarının Nisan ayında özellikle yaygın olduğunu biliyordu.
Und er wusste, dass Eisberge sind besonders häufig in den Monat April.

Fakat bunun yaygın olduğunu düşünmüyorum.
Aber ich denke nicht, dass dies verbreitet ist.

Ama bu Berlinde daireler için oldukça yaygın olduğunu düşünüyorum.
Aber ich denke, das ist durchaus üblich für Wohnungen in Berlin.

Bu çok yaygın olduğunu ve kötü hissediyor rağmen, genellikle ciddi değil.
Es ist sehr üblich, und obwohl es schlecht fühlt, ist es normalerweise nicht ernst.

Şey olduğunda, bunun çok yaygın olduğunu duymuştum.
Ich habe gehört, dass es ganz typisch ist… Man hat Verspannungen.

Eğilimin yaygın olduğunu işaret ediyor Bu, biyolojik yaşam formları içinde bu.
Zwischen biologischen Lebensformen. Dies deutet darauf hin, dass die Tendenz üblich ist.

New Jerseyde 3 türün yaygın olduğunu söylediniz.
Sie sagten, es gäbe 3 bekannte Arten von Giftschlangen in New Jersey.

Ancak Sabella, kızıl ateşinin çoğu insanın muhtemelen düşündüğünden daha yaygın olduğunu söylüyor.
Aber Sabella sagt, dass Scharlach häufiger ist, als die meisten Leute wahrscheinlich denken.

Bunun ne kadar yaygın olduğunu bilmiyoruz.
Weiß allerdings nicht, wie verbreitet das ist.

Açıkçası blog dünyasının bu kadar geniş ve yaygın olduğunu bilmiyorduk.
Ich wusste gar nicht, dass dieser Blog so beliebt und verbreitet ist.

Hemen, bu fenomenin oldukça yaygın olduğunu ve bunun birçok sebebi olduğunu söylemeye değer.
Ab sofort soll es sagen, dass dieses Phänomen recht häufig und verursacht ihm viel.

Birçok deneyimli yetiştirici kedilerde rinitin oldukça yaygın olduğunu bilir.
Viele erfahrene Züchter wissen, dass Rhinitis bei Katzen recht häufig ist.

DanceSafe, anekdot kanıtlarının yaygın olduğunu ve teorinin fizyolojik olarak makul olduğunu iddia ediyor.
DanceSafe behauptet, dass die anekdotischen Beweise weit verbreitet sind und dass die Theorie physiologisch vernünftig ist..

Yanlış negatif hamilelik testinin bu kadar yaygın olduğunu bilmiyordum.
Ich habe nie gewusst, dass ein falsch negativer Schwangerschaftstest so häufig ist.

Rus ulusal sembollerinin kullanımının Üçüncü Reichin işbirlikçi oluşumlarında yaygın olduğunu not edin.
Beachten Sie, dass die Verwendung von russischen nationalen Symbolen in den kollaborativen Formationen des Dritten Reiches üblich war.

Yaygın olmayan şeylerin yaygın olduğunu söylüyor.
Er sagt, dass das, was ungewöhnlich ist, ist weit verbreitet.

Ettiğim sohbetlerden ve yaptığım araştırmalardan yola çıkarak sıkı çalışmaya rağmen bu kesatlığın oldukça yaygın olduğunu fark ettim.
Aus Gesprächen und Untersuchungen entnahm ich, dass diese Stagnation, obwohl man hart arbeitet, sehr verbreitet ist.

Bu, fibromiyaljisi olanlarda neden bu kadar yaygın olduğunu açıklayabilir.
Dies könnte erklären, warum es bei Menschen mit Fibromyalgie so häufig ist.

Pişmanlığın nereden geldiğini anlamak, romantik pişmanlığın neden bu kadar yaygın olduğunu açıklıyor.
Wenn man versteht, woher das Bedauern kommt, erklärt man, warum das romantische Bedauern so allgegenwärtig ist.

Eğer oyunu Benim Fantastik Park kolay ve yaygın olduğunu düşünseydim, acele etmeyin.
Wenn Sie dachten, dass das Spiel meine fantastische Park leicht und alltäglich ist, nichts überstürzen.

Ancak, araştırmacılar son zamanlarda bizim Ana Ransomware help@ onyon. info kullanarak yaygın olduğunu bulduk.
Aber unsere Forscher haben kürzlich festgestellt, dass Master-Ransomware verbreitet, wird mit Help@onyon. info.

Aile içi şiddet ve tecavüz alanlarında çalışan bizler mağduru suçlamanın bu alanda yaygın olduğunu biliyoruz. Bir başka deyişle, bir şeyi yapan kişiden ziyade, ondan muzdarip kişiyi suçlarız.
Diejenigen von uns, die auf dem Gebiet der häuslichen und sexuellen Gewalt arbeiten, wissen, dass es in diesem Gebiet weit verbreitet ist, dem Opfer die Schuld zu geben, nämlich, die Person verantwortlich zu machen, der etwas angetan wurde, anstatt diejenige Person.

Veteriner Dr. Karen Becker, panosteit gibi kemik hastalıklarının büyük cins köpeklerde yaygın olduğunu belirtti.
Tierarzt Dr. Karen Becker stellt fest, dass Knochenkrankheiten wie Panosteitis bei Hunden großer Rassen häufig sind.

Biyolojik yaşam biçimleri arasında eğilimin yaygın olduğunu gösterir.
Zwischen biologischen Lebensformen. Dies deutet darauf hin, dass die Tendenz üblich ist.

Bazı yerleşim yerlerindeki insanlarin yüzde birinin kafatasında bu deliklerden vardı ve buna dayanarak sinirsel ve psikiyatrik hastalığın oldukça yaygın olduğunu anlayabilirsiniz.
Es gibt Orte, wo 1% aller Schädel diese Löcher aufweisen. Daran erkennt man, dass neurologische und psychische Krankheiten sehr verbreitet sind.

Bu bilgi, günümüzde Fabellanın neden geçmişte olduğundan daha yaygın olduğunu açıklayabilir.
Das könnte erklären, warum Fabellae heute häufiger sind als früher.".