CIDDI SORUNLARA ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• serious problems
• serious complications

Ciddi sorunlara Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Ciddi sorunlara sebep açtı.
Caused some serious problems.

Onun mahkumiyeti ciddi sorunlara neden olabilir.
His conviction could cause serious problems.

Ciddi sorunlara yol açabilir.
He could cause us serious problems.

Açıklarsam ciddi sorunlara yol açabilir?
It could cause some serious problems. Was it a doctor?

Küresel ısınma, vahşi hayvanlar için de ciddi sorunlara neden olabilir.
Global warming can cause serious problems for wild animals, too.

Ve ciddi sorunlara yol açabilir.
And that can lead to serious complications.

SARS gibi birçoğu da ciddi sorunlara yol açtı.
And a lot of them, like SARS, have caused tremendous problems.

Daha ciddi sorunlara yol açabilir.
Could lead to some more serious problems.

Çok sıcak olurdu ve bize ciddi sorunlara neden olurdu.
Things would get uncomfortably hot and cause us some serious problems.

Şimdinin iki katı olsaydı… ki burada hala onbinde altı molekülden bahsediyoruz… ortam rahatsız derecede sıcak olurdu ve bazı ciddi sorunlara yol açardı.
And with twice as many, we're still talking about only six molecules out of 10,000… things would get uncomfortably hot and cause us some serious problems.

Tüm bunlar ciddi sorunlara sebep olabilir.
These all can lead to serious complications.

Artan sıcaklıklar kuraklığa ve diğer ciddi sorunlara yol açabilir.
Climbing temperatures could cause droughts and other serious problems.

Geçmişte bazı ciddi sorunlara neden oldun, genç bayan.
You have caused some serious trouble in the past, young lady.

O hastayı bulamazsak Darius ikimiz için de çok ciddi sorunlara yol açabilir.
If we don't find this patient, Darius could cause some very serious problems for both of us.

İçimden bir ses Jaredin ciddi sorunlara yol açacak… bir şeylere karıştığını söylüyor.
My gut is telling me that Jared's involved in something that could cause some serious problems.

Fred kritik bir anda sadakat değişikliği yapabilir bu da ciddi sorunlara neden olabilir.
Fred could have a shift of loyalty at a crucial time, and that could cause some serious problems.

İçimden bir ses Jaredin ciddi sorunlara yol açacak… bir şeylere karıştığını söylüyor.
That could cause some serious problems. My gut is telling me that Jared's involved in something.

Kilo ve su kaybının tedavi edilmemesi hem senin hem de bebeğin için ciddi sorunlara yol açabilir.
The weight loss and dehydration left untreated can cause serious complications for both you and your baby.

AB ciddi sorunlara her zaman çözüm bulmuştur ve bu sefer de bulacağına inanıyorum, yalnızca yeni üyeler için değil, kendisi için de.'' dedi.
The EU always finds solutions to serious problems, so I believe it will this time too… not only for the new members but for itself," Croatian Prime Minister Ivo Sanader said.

Çok sıcak olurdu ve bize ciddi sorunlara neden olurdu.
And cause us some serious problems… Things would get uncomfortably hot.

Şimdinin iki katı olsaydı ki burada hala onbinde altı molekülden bahsediyoruz ortam rahatsız derecede sıcak olurdu ve bazı ciddi sorunlara yol açardı.
And with twice as many, we're still talking about only six molecules out of ten thousand. Things would get uncomfortably hot and cause us some serious problems… but never as hot as Venus;

Küçük bir ekip Machi inşa etmiş ve onu eski stil çekirdeği için ciddi sorunlara neden olan karmaşık çok işlemcili sistemler de dahil olmak üzere bir dizi platforma taşıdı.
A small team had built Mach and ported it to a number of platforms, including complex multiprocessor systems which were causing serious problems for older-style kernels.

Ancak bazı yerli ve yabancı analistler, Türkiyenin bu gibi istikrarsız ülkelerle vizesizlik projesinin ciddi sorunlara yol açabileceğine inanıyor.
But some domestic and international analysts believe that Turkey's visa-free project with such unstable countries could create serious problems.

Küçük hatalar hemen düzeltilmezse ciddi sorunlara yol açabilirler.
If small mistakes are not corrected at once, they may lead to serious problems.

Ağacı kesmenin ya da herhangi bir şekilde ona zarar vermenin etraftaki köylerde ciddi sorunlara neden olacağına inanırlarmış.
There was a belief that cutting or harming the tree in any way would cause serious problems for the surrounding villages.

Makedonyanın en ciddi sorunlarından biri olan işsizlik yine yükselişe geçti.
Unemployment, one of the most serious problems in Macedonia, is rising again.

Ülkemiz ciddi sorunlarla yüzleşirken bu büyük bir kayıp oldu.
It is a great loss, at a time when our country faces serious problems.

Çok ciddi sorunlar vardı. Bir süre önce, babanla aramızda.
A while ago, your father and I were having serious trouble.

Arkadaşınızın ciddi sorunları var.
Your friend has serious trouble.

Biz ciddi sorunlarla karşı karşıyayız.
We're facing serious problems.