GENÇ BIR ERKEĞIN ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• a young man
• a young guy's
• young male

Genç bir erkeğin Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Ve genç bir erkeğin hayatı tehlikede.
And a young boy's life is in danger.

İsveç usülü, thai usülü, genç bir erkeğin elleri.
Swedish, thai, hands of some young guy.

Mary, genç bir erkeğin sevgisi sorun olmaz.
Mary, it's ok to love a younger man.

Hiç de hızlı yürümüyorum. Genç bir erkeğin yürüyeceği hızda yürüyorum.
I'm just walking at the speed a young man walks at.

Genç bir erkeğin lise diplomasına ihtiyacı vardır.
A young man today needs a high school diploma.

Şefkatli bakışlı, genç bir erkeğin hasretini çekiyorum.
I long for a young man with tender eyes.

Genç bir erkeğin seks hayatı pekâlâ bizi ilgilendirmez.
A young guy's sex life is his private business.

Sarhoşluktan doğan bir azgınlık, genç bir erkeğin tek ayrıcalığı.
A drunken romp is all… a young man's prerogative.

Bay Bingley genç bir erkeğin olması gerektiği gibi.
Mr. Bingley is just what a young man ought to be.

Sarhoşluktan doğan bir azgınlık, genç bir erkeğin tek ayrıcalığı.
A drunken romp, that's all… a young man's prerogative.

Sonsuza kadar genç bir erkeğin yatak odasında kalamazsın.
You can't stay in a teenage boy's bedroom forever.

İnsanı rahatlatan tek şey ölümün ne olduğundan habersiz… genç bir erkeğin teni oluyor.
The only thing that consoles you is young male flesh with no idea what death is.

Genç bir erkeğin, muhtemel sevgilisine anlattığı şeyler.
The things a young man will tell a prospective lover.

Ancak tabii ki senin gibi genç bir erkeğin ilgilendiği başka biri vardır, değil mi?
But surely a young man like yourself… Well, isn't there someone else that you're interested in?

Genç bir erkeğin seks hayatı pekâlâ bizi ilgilendirmez.
A young guy's sex life is his own business, that's all fine.

Özellikle de statü, görünüm ve karakter olarak üstün olduğun… genç bir erkeğin gözünü ne kadar korkuttuğun konusunda.
Of position, looks and character. Particularly a young man over whom you have every advantage.

Tatlım, genç bir erkeğin sorununu çözeceğini sanmam.
Oh, honey, I don't think a younger man will fix your problems.

Özellikle de statü, görünüm ve karakter olarak üstün olduğun… genç bir erkeğin gözünü ne kadar korkuttuğun konusunda.
Position, looks, and character. Particularly a young man over whom you have every advantage of.

Genç bir erkeğin annesine böyle kibar davrandığını görmek güzel.
Nice to see a young man being so polite to his mother.

Şey, insanların ne düşüneceğini hayal etmelisiniz, yani, orta yaşlı bir kadınla genç bir erkeğin, yani.
I mean, a middle aged woman with a young man, well. Well, you must have realised what people are thinking, Like him doing your garden.

Genç bir erkeğin kalbi duruyor ve sen bunun nedenini bulamıyor musun?
A young man's heart stops, and you don't know why?

Başbakan Binali Yıldırım, Kuzey Kıbrıs ziyaretinde yanına gelen genç bir erkeğin evlenmek istediği kadının babasını aradı.
In his visit to Northern Cyprus, Prime Minister Binali Yıldırım has phoned the father of a woman whom a young man coming near him wants to get married with.

İyi, genç bir erkeğin yapacağı işi ihtiyar bir kadına bırak.
Fine, leave it to an old lady to do a young man's job.

Genç bir erkeğin ilgisi gururunu okşadı sadece. Sen de biraz heyecanlandın.
You got flattered by the attention of a younger guy and you got a little carried away.

Benim teorime göre, senin gibi genç bir erkeğin burada olmasının sebebi, babasını tanıma vaktinin gelmiş olmasıdır.
My theory is that you're here because it's exactly the right time for a young man like you to get to know his dad.

Genç bir erkeğin, vals yapmak ve çömlek boyamak gibi kadınsı olan aktivitelere katılması kesinlikle utanç verici bir şey.
On the scale of embarrassing and decidedly non-butch activities for a teenage male to be involved in waltzing is up there with painting pottery.

Burası, genç bir erkeğin burnunu sokacağı türden bir yer değil.
This is no place for a young male to stick his nose in.

Ben de… genç bir erkeğin, yetişkin bir kadınla olması gerektiğini söylerim.
A young man should always be with an older woman.

Sonunda genç bir erkeğin yaşlı bir kadınla çıkabiliyor.
And now it's finally okay for a younger man to date an older woman.

Ama belki de genç bir erkeğin çekiciliğiyle… aşılamayacak bir engel de değildir.
Although perhaps not one insurmountable… to a young man of your charms.