GITMEYI ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• to go
• to leave
• to get
• going to
• to going

Gitmeyi Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Gitmeyi isterim.- Biraz yorgunum.
I'm KIND OF TIRED. I would LIKE TO GO.

Peki oraya nasıl gitmeyi planlıyor?
Right. So how's he plan to get there?

Eve gitmeyi gerçekten istiyorsanız, bir yolunu bulursunuz.
If you really want to get home, you will find a way.

Ve şapka seçeceğim diye savaşa gitmeyi unuttu.
So busy picking a hat, he forgot to get in the war.

Ben de eve gitmeyi istiyorum. Yalnız değilsin.
You're not alone. I want to get home, too.

Oh, Sen hala Vedra gölüne gitmeyi deniyorsun.
Oh, so you're still trying to get to Tarn Vedra.

Ve şimdi de. dört gözle bkledim Bütün hafta IIama gitmeyi.
And now this. All week I have looked forward to going to Ilam.

Tom oraya nasıl gitmeyi planladığını söylemedi.
Tom didn't say how he was planning to get there.

Fakat eşi ve iki kızı vasıtasıyla üzerine gitmeyi başarabiliriz.
But we might be able to get at him through his wife and two daughters.

Tom Marynin ne zaman eve gitmeyi planladığını söylediğini biliyordu.
Tom knew when Mary said she was planning to get home.

Ve neden Darién Ormanında yaşadığına gelince, kimse o ormana gitmeyi istemez.
And why there is still the Darién Forest. No one wants to get into que forest.

Sadece eve tam zamanında gitmeyi dene, o mutlu olacaktır.
Just try to get back home on time everyday, she will be happy.

Şanslı olanlar insani yardımlar sayesinde Amerikaya veya diğer ülkelere gitmeyi başardı.
Lucky ones managed to get into the U.S. and other countries through humanitarian aid.

Ben Buen Retiroya gitmeyi sabırsızlıkla beklerken.
But I was impatiently looking forward to going to Buen Retiro.

Belki de bir dahaki sefere odana gitmeyi beklemeliyiz.
Perhaps we could wait to get to your rooms next time.

Gelecek hafta işe gitmeyi gerçekten dört gözle bekliyorum. Biliyor musun?
You know what? Now I'm actually looking forward to going to work this week?

Ve şimdi de. Bütün hafta IIama gitmeyi dört gözle bkledim.
And now this. All week I have looked forward to going to Ilam.

Bütün hafta IIama gitmeyi dört gözle bkledim ve şimdi de.
All week I have looked forward to going to llam, and now this.

Öyle görünüyor ki köye davet edildim ve gitmeyi dört gözle bekliyorum.
Itseems I"ve been invited to the village and I"m looking forward to going.

Bütün hafta IIama gitmeyi dört gözle bkledim ve şimdi de.
And now this. All week I have looked forward to going to Ilam.

Öyle görünüyor ki köye davet edildim ve gitmeyi dört gözle bekliyorum.
And I'm looking forward to going. I seems I have been invited to the village.

Tüm hafta boyunca, Ilama gitmeyi iple çektim… ve şimdi şu işe bak.
And now this. All week I have looked forward to going to Ilam.

Öyle görünüyor ki köye davet edildim ve gitmeyi dört gözle bekliyorum.
It seems I have been invited to the village and I'm Looking forward to going.

Hiçbirimiz beklemiyorduk. Ben de eve gitmeyi sabırsızlıkla bekliyordum.
None of us were. I was also looking forward to going home.

Öyle görünüyor ki köye davet edildim ve gitmeyi dört gözle bekliyorum.
I seems I have been invited to the village, and I'm looking forward to going.

Galiba köye davet edildim ve gitmeyi dört gözle bekliyorum.
I seems I have been invited to the village, and I'm looking forward to going.

Öyle görünüyor ki köye davet edildim ve gitmeyi dört gözle bekliyorum.
And I'm looking forward to going. It seems I have been invited to the village.

Galiba köye davet edildim ve gitmeyi dört gözle bekliyorum.
And I'm looking forward to going. I seems I have been invited to the village.

Galiba köye davet edildim ve gitmeyi dört gözle bekliyorum.
And I'm looking forward to going. It seems I have been invited to the village.

Biliyor musun? Gelecek hafta işe gitmeyi gerçekten dört gözle bekliyorum.
You know what? Now I'm actually looking forward to going to work this week.