ANLAŞMAYI ne Demek Yunan - Yunan Çeviri S

Isim
συμφωνία
senfoni
pazarlık
bir pazarlık
anlaşması
bir anlaşma
sözleşmesi
antlaşması
mutabakatı
uzlaşma
συμβόλαιο
kontrat
poliçe
tapu
sözleşmesi
anlaşmayı
mukavelem
συνθήκη
koşul
mutabakat
durum
anlaşması
antlaşması
bir antlaşma
konvansiyonu
şart
σύμφωνο
pakt
uygun
anlaşması
antlaşması
sözleşmesi
συμβιβασμό
uzlaşma
taviz
bir anlaşma
bir anlaşmaydı
bir uzlaşı
ödün
συμφωνίας
senfoni
pazarlık
bir pazarlık
anlaşması
bir anlaşma
sözleşmesi
antlaşması
mutabakatı
uzlaşma
συμφωνίες
senfoni
pazarlık
bir pazarlık
anlaşması
bir anlaşma
sözleşmesi
antlaşması
mutabakatı
uzlaşma
συνθήκης
koşul
mutabakat
durum
anlaşması
antlaşması
bir antlaşma
konvansiyonu
şart
συμβόλαια
kontrat
poliçe
tapu
sözleşmesi
anlaşmayı
mukavelem

Anlaşmayı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Anlaşmayı oku Jonas.
Διάβασε το διακανονισμό, Τζόνας.
Evet, tüm yapman gereken bu anlaşmayı imzalaman.
Ναι, αυτό που πρέπει να κάνεις είναι να υπογράψεις ένα συμβόλαιο.
Anlaşmayı kabul ediyoruz.
Θα δεχτούμε τον συμβιβασμό.
İki hafta içinde anlaşmayı Quest kapar ve OSCORP kapanır.
Σε 2 βδομάδες η Quest παίρνει το συμβόλαιο και η ΟSCΟRΡ πεθαίνει.
Anlaşmayı masanın üzerine bırakın.
Αφήστε το συμφωνητικό στο τραπέζι.
İki hafta içinde anlaşmayı Quest kapar ve OSCORP kapanır.
Σε 2 βδομάδες η Queσt παίρνει το συμβόλαιο και η ΟΣCΟRΡ πεθαίνει.
Anlaşmayı hızlandıracak ne olursa?
Οτιδήποτε επιταχύνει τον συμβιβασμό.
Bugüne kadar, 27 AB ülkesinin 11i anlaşmayı onayladı.
Μέχρι στιγμής, 11 από τα συνολικά 27 έθνητης ΕΕ έχουν επικυρώσει το σύμφωνο.
Yoksa anlaşmayı kaybederiz.
Αλλιώς χάνουμε τη σύμβαση.
Her iki grup da şimdi diğerini bu anlaşmayı ihlal etmekle suçluyor.
Και οι δύο πλευρές κατηγορούν το άλλο ότι παραβιάζουν τη συνθήκη.
O anlaşmayı çalmanı istedi.
Σε έβαλε να κλέψεις το συμφωνητικό.
Çünkü istediğim zaman o anlaşmayı yırtsaydın bu durumda olmazdık.
Επειδή δεν θα ήμασταν εδώ, αν έσκιζες το συμβόλαιο όταν στο ζήτησα.
O anlaşmayı senin elinden almayı çok isterdim.
Θα μου άρεσε σου πάρω τη σύμβαση.
Üç lider 14 Aralık 1995 tarihinde Pariste Anlaşmayı resmen imzaladı.
Οι τρεις άνδρες υπέγραψαν επίσημα το Σύμφωνο στο Παρίσι στις 14 Δεκεμβρίου του 1995.
Ve bununla anlaşmayı ihlal etmiş olmaz.
Δεν μπορούσε να σπάσει τη σύμβαση αυτή.
Başta Azınlıklar olmak üzere bugüne kadar anlaşmayı hassasiyetle uygulamıştır.
Ξεκινώντας δε από τιςμειονότητες έως σήμερα έχει εφαρμόσει την Συνθήκη με ευαισθησία.
Şimdi anlaşmayı imzalamak için içeri girdi.
Μόλις πέρασε μέσα να υπογράψει τον διακανονισμό.
Hiçbir Apple çalışanının veya temsilcisinin bu Anlaşmayı değiştirmeye yetkisi yoktur.
Ουδείς υπάλληλος ή αντιπρόσωπος της Apple έχειτην εξουσία να τροποποιήσει την παρούσα Σύμβαση.
Onlar da anlaşmayı tercih ediyorlar, ama Gillian katılmıyor.
Αυτοί θα προτιμούσαν διακανονισμό αλλά αυτή δε συνεργάζεται.
Müvekkiller Pattynin neden hala anlaşmayı kabul etmediğini bilmek istiyorlar.
Οι πελάτες θέλουν να μάθουν γιατίη Πάτυ δεν αποδέχτηκε ακόμα τον συμβιβασμό.
Anlaşmayı imzalamak için Viyanaya gidiyorum. Jette bolca yer var.
Πάω στη Βιέννη να υπογράψω το σύμφωνο υπάρχει πολύ χώρος στο τζετ.
Bakın, Tollerman ve diğerleri anlaşmayı bozdu, dışarıdan o çocuğu getirdiler.
Κοιτάξτε, Tollerman και οι άλλοι έσπασε το σύμφωνο, έφερε το παιδί από το εξωτερικό.
Anlaşmayı tuttuğuna göre, sadece bana ne istediğini söyle ve imzala.
Τώρα που κρατάς το Συμβόλαιο, απλά μου λες τι θες και μετά υπογράφεις.
Bobby ile ben anlaşmayı sarılma paktıyla mühürleriz.
Ο Μπόμπι και εγώ πάντα σφραγίζουμε τις συμφωνίες μας με μια αγκαλιά.
Anlaşmayı hazırla ben de onun için yapabildiğimin en iyisini yapayım.
Φτιάξε το συμβόλαιο, ώστε να μπορέσω να κάνω κι εγώ το καλύτερο γι' αυτόν.
Orada dur ve anlaşmayı yırtmak dışında tek bir harekette bulunma.
Στάσου εκεί και μην κουνηθείς παρά μόνο για να σκίσεις το συμβόλαιο.
İki liderin anlaşmayı 8 Nisanda Pragda imzalaması planlanıyor.
Οι δύο ηγέτες πρόκειται να υπογράψουν τη συνθήκη στις 8 Απριλίου στην Πράγα.
Belki böylece anlaşmayı tersine çevirip, laneti bozabilir ve kurtulabiliriz.
Ίσως να αντιστρέφαμε το σύμφωνο. Να το σπάσουμε και μαζί και την κατάρα.
Bu 15 milyonluk anlaşmayı kabul ederseniz,… soruşturma hemen şimdi sona erebilir.
Και αν εγκρίνεται τον διακανονισμό των 15 εκατομμυρίων, η διαδικασία μπορεί να τερματιστεί τώρα.
Almanya ile İtalya anlaşmayı meclis prosedürleri yoluyla onaylayacaklarını söylediler.
Η Γερμανία και η Ιταλία έχουν δηλώσει ότιθα επικυρώσουν τη συνθήκη μέσω κοινοβουλευτικών διαδικασιών.
Sonuçlar: 2936, Zaman: 0.0588

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Yunan