Avukattı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Adam avukattı.
Onlar yalnızca avukattı.
O avukattı, değil mi?
Kendisi avukattı.
Haa, avukattı, değil mi?
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
iyi bir avukaten iyi avukatıbaşka bir avukatsayın avukatkamu avukatıgenç avukatyeni avukatharika bir avukatgerçek bir avukatbir avukatımız
Daha
Bir zamanlar avukattı.
Kocan da avukattı, değil mi?- Evet.
Aynı zamanda avukattı.
İkincisi avukattı.- O ne yapmış?
Hayır, eskiden avukattı.
Büyükbabam avukattı, ayrıca mantıklı düşünüyorum.
Bay Sittler avukattı.
Bugün avukattı randevulardı geçti zaman.
David Lee yönetici avukattı.
Bir oğlun avukattı, o nasıl?
Şehirdeki en ünlü avukattı.
İyi avukattı.
Yolculardan kaç tanesi avukattı?
Peter Hopkins o zamanlar avukattı soruşturmayı yürütmekle görevlendirildi.
Bir şeylerin arkasında olan o değildi, avukattı!
İlk hastam, Belizede karaciğerinden vurulan bir avukattı. Ona kimse nakil yapmazdı çünkü alkolden vazgeçemiyordu.
Sonradan fark ettim ki, sürücüsü şu avukattı.
Topluluktaki oyunculardan biri savaşa kadar Madagaskarda avukattı. Tarih, 28 Haziran 1940.
Bir kaç parça kağıtta ne yazdığı umurumda değil çünküBay Ross oğluma değer veren tek avukattı.
John Adams, kurbanlar için adalet arayan avukattı.
Tüm o vesayet davası ve tartışmalar bittiğinde gerçekten hayran olduğum, hoşlandığım değil hayran olduğum kişi, gök mavisi Mercedes SLK veharika bir takım elbiseyle mahkemeden ayrılan avukattı.
Avukatlarından öğrendim, lafımı dinleyin, adam gerçekten çok iyi.
Khanın avukatına ne oldu?
Akıllı avukatsın.
Biz avukatlar yasalar gayet iyi biliriz.