Bir tabutta Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bir tabutta.
Evet, tahta bir tabutta.
Bir tabutta mı uyuyor?
Kapalı bir tabutta mıydı?
Bir tabutta yatmak gibi.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Ay sonra geri geldi… Bir tabutta.
Bir tabutta olduğunu söyledim.
Tabii, iki dolarlık bir tabutta.
Kendini bir tabutta hayal etti.
Çünkü ben zaten ölüyüm ki!- Bir tabutta yattım.
Evine ancak bir tabutta gidebilirsin.
Bir tabutta, iki metre yerin altında.
Ve şimdi bak… oğlum… bir tabutta yatıyor.
Hepsini bir tabutta geri gönderdik.
Oğlun olarak bildiğin çocuk 200 yıl evvel bir tabutta öldü.
Hatta öldüğüne ve bir tabutta çürüdüğüne hiç üzülmedim.
Ucuz bir tabutta gömebileceği bir yer bulabilir herhalde.
Onun için herşeyi yaparım, ama eğer kendimi bir tabutta yada kodeste.
Yeni ölmüş biriyle bir tabutta kapana kısıldım. Ve iri bir adam peşimde.
Sırf onun için gizli bir mezar odası inşa edilmişken bedeni neden bu kadar sade bir tabutta saklanmış ki?
Burada bir kış daha sonra onu bir tabutta güneye gönderiyor olacağız!
Adamınla bir kutuda gelmene izin verilmezdi.Bunun harika olmasına rağmen. Çünkü bir tabutta olacaksın.
Aslında pek de yeni bir teknikdeğil, 1920 yılında, Joe Bonanno, öldürdüklerini iki katlı bir tabutta gömerdi.
AbbySciuto, NCIS adli bilim uzmanı, kalbi ve ruhu, tezatlara bürülü bir paradoks,tezatlarla dolu birisi, bir tabutta uyuyor.
Koca bir tabutun içinde sandviç yemişsin Rudy.
Bir tabutun içinde diri diri gömüldü adi herif.
Boş bir tabutu gömdük.
Beyaz bir tabuta Kız.
Senin adına bir tabutu zaten almıştık.
Bir tabuta ihtiyacın varmış gibi gözüküyorsun.