Güçlükle Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Güçlükle tanıdım.
Seni… Seni güçlükle tanıdım.
Güçlükle konuşabiliyordu.
Koridoru güçlükle geçtim.
Güçlükle yürüyebiliyordum.
Gülümseyişini güçlükle gizledi.
Güçlükle Kutsal Babamız.
Aralarından güçlükle geçilebiliyordu.
Güçlükle, hareket edebiliyorum.
Şemsiyeler güçlükle kullanılır.
Güçlükle bir masa buluyorum.
Gözlerime bak, güçlükle görebiliyorum.
Güçlükle yazıyorum şu satırları.
Çok korkuyorum. Güçlükle nefes alabiliyorum.
Çamların sertinliğini hergün biraz daha güçlükle.
Adam güçlükle yürüyordu.
Bak, New Bern kışı güçlükle atlattı.
O sırada ben güçlükle hayatta kaldım ve ülkeden kaçtım.
Ziyaretine gittiğimde beni güçlükle tanıyor.
Leydi Millicent, güçlükle 5 bin sterlinlik bir miktar toplayabilir.
Ağrı daha şiddetlendi ve güçlükle yürüyebiliyordu.
Kızım güçlükle nefes almasına rağmen bizi burada 2 saat beklettiniz.
Bu at çok acı çekiyor güçlükle nefes alıyor.
Ayrıca ilaç kullanıyordu, güçlükle konuşabiliyordu ve çok fazla acı çekiyordu.
Sadece aşağıya koştum ama vardığımda babam güçlükle nefes alıyordu.
Mark, birçok ameliyattan sonra güçlükle ayakta durabiliyor.
Nerma Jelaciç: Mahkeme, kurulduğu ilk günden beri sayısız güçlükle karşılaştı.
Aaron, bu kalabalık yüzünden, seni güçlükle duyabiliyorum.
Bu para, market alışverişini ve uzun vadeli faturaları güçlükle karşılıyor.
Yaklaşan mücadelede hareket dört temel güçlükle karşı karşıya.