Kâhya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Kâhya, demek?
Hadi, yürü kâhya.
Kâhya öyle diyor.
O hem köpek hem de kâhya.
Kâhya masada yoktu.
İsmin mi kâhya yoksa.
Kâhya olarak değil, Cecil.
Hâlâ kâhya bulamadın mı?
Kâhya onu bu sabah bulmuş.
Sen kimsin? Ben kâhyayım. Kâhya.
Kâhya Lee. Çorba çok güzel olmuş!
Biliyor musun kâhya olarak çalışmıştım.
Kâhya okuluna falan mı gittin sen?
Ayrıldığında da kâhya olmak için başvurabilir.
Kâhya ile düzüşmekten bahsediyordu.
Onun için okumazsam'' Kâhya'' uyumayacaktır.
Kâhya gitti ama cebi hala orada.
Ve evde onu kullanacak kimse yoktu. Kâhya hariç.
Kendimi kâhya gibi hissediyorum.
Kâhya, yeterince yiyecek olduğunu söylüyor.
Öncekşi kâhya ne yapılacağını bilmiyordu.
Kâhya diyor ki, Hemen inecekmiş, efendim.
Bay Carson, size kâhya yardımcısı olduğumu hatırlatayım.
Kâhya Lee, Lütfen bize kakao getir.
Özür dilerim Kâhya Bey, kahramanınızla alay etmek istememiştim.
Kâhya yardımcısına ihtiyacı olduğunu sanmıyorum Bay Carson.
Eğer kâhya gitmişse, anahtarı nereden buldun?
Kâhya ve şoför kavga ediyordu… ben de araya girmek zorunda kaldım.
Refakatçi, kâhya, bebek bakıcısı, hangisini istersen bana öyle seslenebilirsin kardeşim.
Kâhya, Evayı eve götürmem için bana at arabasını gönülsüz de olsa vermişti.