Kederden Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Kederden değil.
Doğru, ama bu kederden mi, yoksa suçluluktan mı?
Kederden uzak değilim….
Scudder kimseye kederden başka hiç bir şey vermedi.
Kederden çıldırmış haldeyim.
Ama onun gözü nefret ve kederden kör olmuş, Heimdall.
Kral kederden daha güçlü bir şey buldu.
Bunu ona olan sevginden yapmıyorsun; kederden dolayı yapıyorsun.
Sizleri kederden uzak tutmak istiyorum.
Bir anlık kızgınlığı önlersen, yüz günlük kederden kurtulursun.
Göz yaşları, kederden olduğu kadar suçluluktan da olabilir.
Bir hayat şansın daha var savaştan uzak… kederden… çaresizlikten.
Annem… kederden çıldırdı ve Batıya gitti.
Alacakaranlık filmlerini korumak için yaşlı bir adamın kederden ölmesini izleyemem.
Tüm dert ve kederden kurtulmak, mutluluğa yorumlanır.
Eğer çok iyi müzisyenler ilhamlarını deneyimden, acıdan, kederden, korkudan alıyorlarsa.
Alıştırmanın her bir günü, tekrarımızı yaptıkça günü özel bir kutsama ve mutluluk zamanı yapan;sadakatimiz ile dünyayı karanlıktan ışığa, kederden neşeye, acıdan huzura, günahtan kutsallığa çeviren düşünceyi tekrar ederek başladığımız gibi kapatacağız.
Bir barda kederine dalmış halde bıraktım onu.
Senin kederin 5 eder, seninkiyse 20.
Antidepresanlar Kedere Yardımcı Olabilirler mi?
İnsanlar neşe yerine kederi yeğliyorlar… barış ve huzurdan rahatsız oluyorlar.
Benim kederim ne eder?
Kabullenme, kederin şiddetle dolu bir nehir olduğunu bilmek.
Keder ve aşk bizim ebedi öğretmenlerimiz.
Hepimiz kederle farklı şekillerde yüzleşiriz.
Keder korkunç bir şeydir.
Keder diyordum.
Kederle dolmuştum.
Acı ve keder aynıdır.
Şu dünyada, ne çok keder Bir sürü bokçuk, üzerime gelir!