Tepsiyi Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Tepsiyi bırak.
Bütün tepsiyi yedim.
Tepsiyi götür hadi!
Sen en iyisi şu tepsiyi ver.
Bana tepsiyi verin!
Fırını 200 derece ısıtın ve tepsiyi içine koyun.
Şu tepsiyi bana ver.
Tamam, gel öyleyse. Tepsiyi taşırsın.
Tepsiyi hazırlar mısın?
Lütfen tepsiyi götürmeyin!
Tepsiyi al, mahkum.
Idabelle, tepsiyi al ve git!
Tepsiyi buraya bırakıyorum!
Parayı da istemiyorum, gümüş tepsiyi de. Ben yalnızca.
Tepsiyi geri götürsem iyi olacak.
O ameliyat odasına girer ve tepsiyi doktora taşır.
Tepsiyi alayim mi almayayim mi.
Pardon. Prezervatif ve vazelinlerin olduğu tepsiyi tutmaya gitmeliyim.
Tepsiyi yağlamak için biraz tereyağı.
Birkaç patatesin kabuğu soymadan kaynatılması, tepsiyi bir masaya veya sandalyeye koymanız gerekir.
Bana tepsiyi uzat ve daha fazla gazlı bez ver.
Tepsiyi işaretine kadar doldurun.
Ben dostunum. Tepsiyi de, sanki kaçıp gidecekmiş gibi tutuyorsun!
Tepsiyi alayım derken kendisi de denize düştü.
Bundan sonra, tepsiyi açın ve orada bir Bluetooth simgesi olduğunu göreceksiniz.
Bu tepsiyi Profesör Humberte götür ve onu rahatsız etme.
Tepsiyi al, yoksa iterim ve yerden yemek zorunda kalırsın.
Tepsiyi aşağıya ben getirmiştim, Leydi Stubbs götürmemi istemişti.
Tepsiyi götür, iyiliğini istiyorsan da hemen geri dön.
Tepsiyi zayıf elinle taşı. Böylece güçlü olanla servis yapabilirsin.