Vurulduğu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Vurulduğu zamanki mi?
O kadının vurulduğu yerde.
Booth vurulduğu sabah neredeydiniz?
Bir genelevde sırtından vurulduğu için mi?
Ruizin vurulduğu yeri bulduk.
Combinations with other parts of speech
Yaşında bir çocuğu babasının vurulduğu yere mi götürelim?
Mike Trentin vurulduğu yere mi? Tam oraya.
Vurulduğu gece karım onu takıyordu.
Bu Rollanın vurulduğu silah değil.
Vurulduğu gece bunu Sabrinaya söylüyordu.
Bunun anlamı ona vurulduğu sırada, zaten ölü olabileceği.
Şahısın intihar mı ettiği yoksa bir başkası tarafından mı vurulduğu henüz bilinmiyor.
Sussmanın vurulduğu yeri hatırlıyor musunuz?
Raporda insanların sınırlarda dövüldüğü, hatta vurulduğu olaylara işaret ediliyor.
Personel, Samin vurulduğu gün orada olduğunu söyledi.
Alışveriş merkezinin güvenlik görevlisi tarafından vurulduğu ve yüz metre düştüğü rapor edildi.
Mazharın vurulduğu gece orada başka bir ceset daha bulunmuş.
Ama evet, muhtemelen vurulduğu sırada bundan kaçıyordu.
Kocanın vurulduğu o gece kaçma planları yaptığını düşünmüyorum.
Avusturya-Macaristan Arşidükü vurulduğu zaman başladığını kastediyorsun.
Babası vurulduğu gün, Donovan babasını ulaşmak için motoruna atladı.
Bay Petrelli, göğsünden iki kurşunla vurulduğu sırada bir basın toplantısının ortasındaydı.
Cal Omanın vurulduğu gün giydiğin giysileri almamız lazım.
Bütün bildiğimiz başına vurulduğu, nehire, oradan da kucağımıza atıldığı.
Postacının vurulduğu yerin çevresindeki on sokaktan trafik kamera kayıtlarını aldım.
Tel Avivi tek bir füzeyle vurulduğu zaman, Siyonist rüya sona erecektir.
Monica Paredes vurulduğu zaman Kolombiyada atılan bir molotof kokteyl.
Şerife, Leo Johnson vurulduğu gece restoranda olduğumu söyle.
Dört kişinin vurulduğu, yasadışı bir poker oyununu oynatıyordunuz.
Elle, dün sabah Mark vurulduğu sırada ikinizin kahvaltı yaptığını söylemişti.