Yaşama sebebi Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Yaşama sebebi bu.
O benim yaşama sebebim.
Yaşama sebebinizi bulmaya.
Fakir bir insanın yaşama sebebi.
Sen yaşama sebebimsin.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
burada yaşıyoryaşamak zorunda
orada yaşıyorneler yaşadığınıyaşadığımız dünya
yaşadığım sürece
yaşama hakkı
yaşadığı yeri
kişi yaşıyorartık burada yaşamıyor
Daha
Şimdi, annenden konuşalım. Galiba bu, onun yaşama sebebi olmuş.
Burada bir yaşama sebebi var.
Yaşama sebebiniz hikayeler anlatmak mı?
Bu benim yaşama sebebim.
Christine için, Christineim için bu doğruysa, o benim yaşama sebebim!
Bu, onun tüm yaşama sebebi gibi.
Hem su baş gösterdikçe de söğüt ağaçları, sazlıklar, çayırlar, bahçeler,çiçekler ve yaşama sebebi de keza baş gösteriyordu.
Ama bana yaşama sebebi veriyorsun.
Ben deonun kadar kayıptım ama seninle olmak bana bir yaşama sebebi verdi Emma.
Hiçbir zaman yaşama sebebin olmadım.
En sonunda kendisine gönderilen suikastçileri- ve varlığını tehdit eden kendisi dışındaki herkesi- öldümekten zevk almayı ve bunda bir yaşama sebebi bulmayı öğrenmiştir.
Linda benim yaşama sebebimdi.
Hepinizin yaşama sebebi bu sanıyordum?
Bizi zehirlemek Dramaya bir yaşama sebebi veriyor.
Umut veya yaşama sebebi değilse, seve seve.
Frank beni terk etti, yaşama sebebim kalmadı.
Kendime bir yaşama sebebi bulmam çok uzun zaman aldı.
Beni vurarak Ed yaşama sebebi verdin.
Yalnız kalıp, yaşama sebebim olmadığı zaman ağlarım ben.
Adamın başka bir yaşama sebebi olduğunu sanmıyorum.
Yaşamasına sebep olan da belki de bu umuttu.
Yaşamasının sebebi bu olabilir.
Onun yaşamasının sebebi o çocuklar.
Seninle yaşamamın sebebi cinsellik değil.
Belki yaşamama sebep.