Yoksulluğu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Yoksulluğu Ortadan.
Başlık: Kadın yoksulluğu.
Yoksulluğu nasıl belirliyor?
Yoksa yüreğin yoksulluğu mu?
Yoksulluğu açlığı bilirim.
Combinations with other parts of speech
Ah, bu iki kişilik ruh yoksulluğu!
Yoksulluğu nasıl tanımlarsınız?
Azaltmak insanları öldüren yoksulluğu.
Yoksulluğu erkeklerden şimdiye kadar.
İnsanlığın asıl yoksulluğu da bu değil mi zaten!
Yoksulluğu hiçbir zaman yok edebilecek miyiz?
Hem senin aksine ben yoksulluğu biliyorum.
Yoksulluğu azaltmak için açlıkla mücadele et.
Ama çocukların yoksulluğu için herhangi bir tedavi yoktu.
Yoksulluğu iyi bilirdi ama bu onu öfkeli bir insan yapmamıştı.
Ancak ruhun yoksulluğu bunu yapabilir.
Yoksulluğu azaltabilmenin yolu eğitimden geçiyor.
BM, özellikle dünya çapında yoksulluğu azaltmak konusunda çalışmalar yapmaktadır.
Yoksulluğu planın bir parçası olarak, doğanın bir gereği olarak görüyorlar.
Haydi Greg Stillsonı Amerikan Senatosuna, yoksulluğu ise cehenneme gönderelim!
Bilim bu yoksulluğu ortadan kaldırabilirdi.
Sonunda asıl amacımı fark ettim: Yoksulluğu kökünden söküp atmak.
New Yorktaki yoksulluğu tartıştık, öğlen de patates yedim.
Zamanlarının eğitiminde takdirettikleri ilk sorun, mevcut iletişimin yoksulluğu….
Yoksulluğu insan hakları temellinde ele almak gerek.
Bırakın yoksullukla mücadeleyi, yoksulluğu daha da artıracak bir bütçe.
Yoksulluğu çözecek tek argümanın eğitim olduğunu söyledi.
Ancak sosyal dışlanmanın yoksulluğu da kapsayan daha geniş bir anlamı olduğunu söylemek mümkündür.
Yoksulluğu sürdüren pek çok sosyal, politik ve ekonomik güçler vardır.
Binlerce kişinin yoksulluğu ve bu zulüm valizimi bana verirsen bitebilir.