What is the translation of " FINE EXAMPLE " in Turkish?

• güzel bir örnek
• iyi bir örnek
• güzel bir örneği
• hoş örneği

Examples of using Fine example in English and their translations into Turkish

A fine example of a Berber.
Berberilerin iyi bir örneği.

Where are you going? A fine example.
Güzel bir örnek. Nereye gidiyorsun?

A fine example for the others.
Diğerleri için iyi bir örnek.

You set for your son. A fine example.
Oğluna çok iyi bir örnek oluyorsun.

Fine example of Scott's work.
Scottun çalışmalarına güzel bir örnek.

Point is, you're setting a fine example.
Önemli olan, iyi bir örnek teşkil etmiş olman.

You're a fine example for your son.
Oğluna çok iyi bir örnek oluyorsun.

I think that's why you're such a- a strong, fine example for her.
Bence sen bu yüzden onun için- güçlü ve iyi bir örneksin.

A fine example for the children.
Çocuklara ne de güzel örnek oluyorsun.

As music is mathematical in nature. it's a fine example of scientific thinking.
Müziğin matematiksel… olduğu bilimsel düşüncesine iyi bir örnek.

A fine example. Where are you going?
Güzel bir örnek. Nereye gidiyorsun?

I think our friend Jake just became a fine example of why we always build redundancies into our plans.
Yedekli yaptığımıza güzel bir örnek oldu. Dostumuz Jake neden daima planı.

A fine example you set for your son.
Oğluna gösterebileceğin güzel bir örnek.

Of why we always build redundancies into our plans. I think our friend Jake just became a fine example.
Yedekli yaptığımıza güzel bir örnek oldu. Dostumuz Jake neden daima planı.

Fine example for healthcare workers.
Sağlık çalışanlarına iyi örnek oluyorsunuz.

Who escaped communism to serve his country. A fine example of a Greek scientist.
Ülkesine hizmet etmek için komünizmden kaçan… bir Yunan bilim adamının güzel bir örneği.

A fine example of nineteenth century American art.
Yüzyıl Amerikan sanatının güzel bir örneği.

Fine… then that's what they will become… I will make them a fine example of a cure for this generation.
Güzel o zaman onlara istediklerini vereceğim. Bu yeni jenerasyon için, onları çok güzel bir örnek yapacağım.

I set a fine example for Ritchie, all right?
Ritchie için iyi örnek teşkil ediyorum, tamam mı?

They were going to, but I made a strong moral case against it, pointing to the fine example we have been setting the world recently.
Edeceklerdi, fakat işkenceye karşı iyi bir örnek olarak, dünyayı son zamanlarda soktuğumuz duruma işaret ederek güçlü bir manevi gerekçe oluşturdum.

Nice. Fine example for healthcare workers.
Güzel. Sağlık hizmeti çalışanları için çok iyi bir örnek.

Ordered this some time ago for the children, and, uh, it's a fine example of scientific thinking, as music is mathematical in nature.
Bunu bir süre önce çocuklar için sipariş etmiştim.'' Müziğin matematiksel olduğu bilimsel düşüncesine'' iyi bir örnek.

Nice. Fine example for healthcare workers.
Sağlık hizmeti çalışanları için çok iyi bir örnek. Güzel.

Fine example you settin' for your boy, kicking old women outta their home.
Yaşlı kadını evinden atmak. Oğluna iyi örnek oluyorsun.

Over here. Yeah, this fine example of American automotive engineering is mine.
Amerikan otomotiv sektörünün bu hoş örneği bana ait. Bu taraftan.

A fine example of american primitive, wouldn't you say?
Amerikanın eski çağlarına ait güzel bir örnek değil mi?

In the Messenger of Allah you have a fine example for he who hopes for Allah and the Last Day and remembers Allah abundantly.
Sizin için, Allahı ve ahiret gününü umanlar ve Allahı çokça zikredenler için Allahın Resûlünde güzel bir örnek vardır.

A fine example of the legendary politeness of our Gallic neighbours.
Bizim Galya komşuları için saygı güzel bir örnek.

This fine example of American automotive engineering is mine. Over here.
Amerikan otomotiv sektörünün bu hoş örneği bana ait. Bu taraftan.

A fine example of a Greek scientist… who escaped communism to serve his country.
Ülkesine hizmet etmek için komünizmden kaçan… bir Yunan bilim adamının güzel bir örneği.