What is the translation of " POSSIBLE SOLUTION " in Turkish?

• olası bir çözüm
• muhtemel bir çözüm

Examples of using Possible solution in English and their translations into Turkish

Possible solutions.
Olası Çözümler.

I have a possible solution.
Olası bir çözümüm var.

You are too kind. I believe I have a possible solution.
Sanıyorum muhtemel bir çözüm önerim var. Çok naziksiniz.

Tom has a possible solution.
Tomun olası bir çözümü var.

You are too kind. I belieνe I haνe a possible solution.
Sanıyorum muhtemel bir çözüm önerim var. Çok naziksiniz.

I see only one possible solution, colonel.
Tek bir olası çözüm görüyorum, Albay.

No possible solution could be more congenial to me than this.
Bundan daha uygun imkânlı bir çözüm yok bana göre.

There is one more possible solution.
Bir olası çözüm daha var.

Another possible solution is to make more rules.
Bir başka olası çözüm ise yeni kurallar koymak.

Tom has suggested one possible solution.
Tom olası bir çözüm önerdi.

But Enoch provided a possible solution. We have a problem that Fitz and I could not solve.
Fitzle çözemediğimiz bir sorun var… ama Enoch olası bir çözüm sağladı.

Your grandfather and I have a possible solution.
Dedenle benim olası bir çözümümüz var.

Another possible solution is to appoint a stand-by lawyer, who could step in if the defendant agreed to participate but later renewed his boycott.
Bir diğer olası çözüm de, sanığın katılmayı kabul etmesine karşın daha sonra boykotunu yenilemesi halinde devreye girecek bir yedek avukat atanması şeklinde.

I believe I have a possible solution.
Sanıyorum muhtemel bir çözüm önerim var.

But no matter how you look at it, there was no other possible solution.
Ama ne açıdan bakarsan bak, başka bir makul çözüm yoktu.

She's offering a possible solution to the problem.
Sorunumuza olası bir çözüm öneriyor.

Sir, we're forming a committee to discuss possible solutions.
Efendim, olası çözümleri tartışmak üzere bir komite kuruyoruz.

I believe I have a possible solution. You are too kind.
Çok naziksiniz. Sanıyorum muhtemel bir çözüm önerim var.

We have a problem that Fitz and I could not solve, but Enoch provided a possible solution.
Fitzle çözemediğimiz bir sorun var… ama Enoch olası bir çözüm sağladı.

I believe I have a possible solution. You are too kind.
Sanıyorum muhtemel bir çözüm önerim var. Çok naziksiniz.

And it was never my intention to suggest reincarnation as a possible solution to this case.
Ve bu vakanın olası bir çözümü olarak reenkarnasyonu önermek gibi bir niyetim kesinlikle yoktu.

The answers that he had considered absurd were, in fact, another possible solution and perfectly valid to continue the series, only with an infinitely more complex justification.
Absürt olarak nitelenebilecek bu cevapların, esasında dizilerin devamı açısından, sadece sonsuz ve daha karmaşık bir gerekçelendirme ile başka bir olası çözümün varlığını ve geçerliliklerinin kusursuz olacağını.

Close together-like, Uh, gentlemen… since we may be for a few days, may I suggest a possible solution? trapped here?
Beyler burada mahsur kaldığımıza… ve birkaç günlüğüne birbirimizle burada kapalı kalacağımıza göre… muhtemel bir çözüm önerebilir miyim?

Diane and I have been working to find the best possible solution, and I think we have found it.
Diane ve ben en iyi muhtemel çözümü bulmaya çalışıyorduk ve galiba bulduk.

We think Mr. Ahtisaari is doing a good job with a very, very tough issue," the spokesman said."It is time to bring some possible solution to the issue of Kosovo.
Bay Ahtisaarinin çok çok zor bir meselede iyi iş çıkardığını düşünüyoruz.'' diyen sözcü şöyle devam etti:'' Kosova sorununa olası bir çözüm bulmanın zamanı geldi.

Trapped here, close together-like, may I suggest a possible solution? for a few days, Uh, gentlemen… since we may be?
Beyler burada mahsur kaldığımıza… ve birkaç günlüğüne birbirimizle burada kapalı kalacağımıza göre… muhtemel bir çözüm önerebilir miyim?

Although we're not the first ones to find bacteria that can break down phthalates, we were the first ones to look into our local river and find a possible solution to a local problem.
Ftalatları parçalayabilecek bakterileri ilk bulan biz olmamamıza rağmen yerel nehrimize bakıp yerel bir soruna olası bir çözüm bulan ilk kişileriz.

Only with an infinitely more complex justification. and perfectly valid were, in fact, another possible solution to continue the series, The answers that he had considered absurd.
Sadece sonsuz ve daha karmaşık bir gerekçelendirme ile Absürt olarak nitelenebilecek bu cevapların, başka bir olası çözümün varlığını ve geçerliliklerinin kusursuz olacağını, farketti. esasında dizilerin devamı açısından.

Which leaves us with only ONE possible solution.
Bize sadece tek bir olası çözüm kalıyor.

The Laboratory of Heat Conductivity and Environmental Engineering of the Aristotle University of Thessaloniki has found a possible solution, though it is one that requires planning and money to implement.
Selanikteki Aristo Üniversitesine bağlı Isı İletkenliği ve Çevre Mühendisliği Laboratuvarı, gerçekleşmesi için planlama ve para gereken olası bir çözüm buldu.