BIR BILGISAYAR PROGRAMI Meaning in English - translations and usage examples

• computer program

Examples of using Bir bilgisayar programı in Turkish and their translations into English

Bir bilgisayar programı.
That's a computer program.

Bu, üç ayar düğmesi olan bir bilgisayar programı.
This is a computer program which has three knobs.

Bu bir bilgisayar programı.
So this is a computer program.

Kendi gözlerinle gördün bu bir bilgisayar programı.
You saw it with your own eyes… it's a computer program.

Ray bu bir bilgisayar programı.
Ray, it's a computer program.

Bu,'' sıfır'' lar ve'' bir'' lerden oluşan bir bilgisayar programı.
This is a computer program made of zeros and ones.

Marayna bir bilgisayar programı.
Marayna's a computer program.

Bot, arkadaşlarının arkadaşlarını alan bir bilgisayar programı ve.
Bot is a computer program that takes friends of friends, and then.

Bir bilgisayar programı mı?
Right now we're inside a computer program?

Hareketlerini kısıtlayacak bir bilgisayar programı yazacağım.
I will prepare a computer program that will limit their actions.

Bu bir bilgisayar programı Yüzbaşı.
It's a computer programme, Captain.

Bu senin yerini alması için yapmaya uğraştığımız bir bilgisayar programı tarafında yazıldı.
That was written by a computer program we're working on to replace you.

Bir bilgisayar programı… İnsanları öldüren.
Computer programming that can kill.

Aşağıda bir koleksiyondan 100 adet item silen bir bilgisayar programı vardır.
A procedure in a computer program is to delete 100 items from a collection.

Bir bilgisayar programı, ve aşırmak yok.
It's a computer program and you're not nicking it.

Sanal bir ortam yaratmak için… beyninle etkileşime geçen bir bilgisayar programı.
To create a virtual environment. It's a computer program that interacts with your brain.

Ama o sadece bir bilgisayar programı sonuçta değil mi?
But she's just like a computer program then, right?

Bir bilgisayar programı içindeki saklı mesajlar.
Easter eggs are hidden messages within a computer program.

Şimdi, burada benim yazdığım bir bilgisayar programı var. Doğum tarihinizi kesin olarak hesaplayacak.
Now, I have a computer program here that I have written myself that will calculate your due date very accurately.

Bir bilgisayar programı olarak hayatta mı? Demek istiyorsun ki Sarah.
You're saying Sarah is alive as a computer program.

Havalandırma kontrol ünitesinde çalışan bir bilgisayar programı var ama duvarda, deliğin arkasında bir güvenlik ızgarası var.
There's a computer program running on the AC control unit, but there's a security grate in the wall behind the vent.

Bir bilgisayar programı tarafından oynanmış ilk satranç benzeri oyundur.
This was the first chess-like game played by a computer program.

Ve geçekten inanılmaz olan nokta şu ki herhangi bir bilgisayar programı bu karo programlarından herhangi birine tercüme edilebilir-- özellikle de sayma.
And a really amazing part of this is that any computer program can be translated into one of these tile programs-- specifically, counting.

Pekala, bir bilgisayar programı ayarlıyorum… resimlerini arayıp bütün izlerini silmek için.
All right, so I'm setting up a computer program to crawl the web and remove any trace of your photos.

Ama sayılar büyükse veya rasgele sayıları kullanan bir bilgisayar programı yazıyorsanız, muhtemelen ikinci yöntemi seçeceksiniz.
But if you had really large numbers or if you're writing a computer program, that had to deal with arbitrary numbers, then you would probably want to use the second method.

Sarahnın bir bilgisayar programı olarak,… yaşadığını söylüyorsun.
You're saying Sarah is alive as a computer program.

Altı üstü bir bilgisayar programı işte, hesap çizelgesi.
It's a program on the computer. It's just a spreadsheet.

Yani Sarahın bir bilgisayar programı olarak hayatta olduğunu mu söylüyorsun?
You're saying Sarah is alive as a computer program?

Belki de bir tür eksik bir bilgisayar programı ama Allison onun duygusal bir yansıma olduğunu düşünüyor ve Carterın hiçbir fikri yok.
Maybe some sort of partial computer program, but Allison thinks it's an emotional projection, and Carter has no clue.

Bu DNA parçalarının bir tür bilgisayar programı unsuru olduğunu mu söylüyorsunuz?
These DNA fragments are part of a computer program?