Examples of using Takdirname in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bir dosya dolusu takdirname.
Takdirname alacaksınız.- Nerede?
Onlar bana bir takdirname verdi.
Bir takdirname aldın. Konuşmamız gerek.
Hazlett soruşturması için takdirname alacağız.
Teksas teknikten takdirname ile mezun oldum, efendim!
Teşkilatta 8 yıl, Hırsızlık masasında hizmet, iki takdirname.
Başkan, sana takdirname vermek istiyor.
Kamu Hizmetinde Saygın 25 Yıl Takdirname.
Devletin Bakanı takdirname veriyor arkadaş.
Bir tören olacak. Hazlett soruşturması için takdirname alacağız.
Onlara takdirname bize de nerdeyse siktirname verecekler.
Norveçte yaptıklarım için takdirname verildi. Evet.
Herhalde bana takdirname falan vermek istiyor.
Norveçte yaptıklarım için takdirname verildi. Evet.
Babam bizi Valinin takdirname yemeğine götürecek, anımsıyorsundur.
Bir tören olacak. Hazlett soruşturması için takdirname alacağız.
Yaptığı şey için takdirname hak ediyor. Adam bir kahraman.
Evet, yeni gelen eleman… Landstuhldaki cesaretlerinden dolayı üç takdirname.
Parklar Müdürü de takdirname için Jeffreyyi önermiş.
Şirkete olan olağanüstübağlılığımdan ötürü… Bay Wilforddan özel takdirname vermen.
Hattatlık becerim için bir takdirname beklemiyordum, ama teşekkür ederim.
İlk olarak eğitim sınıfında,büronun tarihindeki en genç Detektif Sergeant bay ya da bayan iki takdirname madalyası, bir de başarı madalyası.
Duvarda hiçbir takdirname yok, arkadaşlarıyla balıkta çekilmiş fotoğraf da yok.
Rick Messer yaklaşık20 yıldır polis yarım düzine takdirname ve bir gümüş madalya.
Duvarda hiçbir takdirname yok, arkadaşlarıyla balıkta çekilmiş fotoğraf da yok.
O değil sevgilim lütfen. Bir sürü madalya, takdirname ve benzeri şeylerden sonra… daha populer birşeye sürüklenmeye.
Bunun anlamı, takdirname almak için kusursuz bir öğrenci olup ayrıca aynı zamanda sınıf birincisi de mi olmak lazım?
O değil sevgilim lütfen. Bir sürü madalya, takdirname ve benzeri şeylerden sonra… daha populer birşeye sürüklenmeye.
Bir sürü madalya, takdirname ve benzeri şeylerden sonra… daha populer birşeye sürüklenmeye… O değil sevgilim lütfen.