Примери за използване на Simgeleyen на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Kadını simgeleyen bir şey yok.
Pek çok ülkede yeniden doğuşu simgeleyen ağustos böceği.
Mükemmel daireler ne başı var, ne sonu Tanrının ebedi ve ezeli sevgisini simgeleyen.
Sarı renk güneşi simgeleyen bir renktir.
Belli sikkelerin bir yüzüne, iyi şansı temsil eden gamalı haç, diğer yüzüneyse serveti ve gücü simgeleyen aslan başı damgalanırdı.
Çünkü bu ittifakı simgeleyen her şeyin bozulması demek.
Türk askerlerinin konuşlandırıldığı Sultan Murat Kışlasında yaptığı denetleme sonrasında Özkök,kışlanın bahçesine barışı simgeleyen bir ağaç dikti.
Sonsuzluğun bilgeliğini simgeleyen eski sembol.
Bina, Bosna-Hersekteki dört inancı simgeleyen ve dördü de birkaç yüz metrelik bir daire içinde yer alan dört ana dini mekandan birini oluşturuyor.
Sonsuzluğun bilgeliğini simgeleyen eski sembol.
Zulu dilinde kutlama anlamına gelen Jabulaninin üzerinde, her takımın 11 futbolcuyla sahaya çıkmasını veGüney Afrikada konuşulan 11 resmi dili simgeleyen 11 renk bulunuyor.
Tek boynuzlu at, umudu simgeleyen, yalnız bir yaratıktır.
Tam şu anda, tabut çukura inerken Bay Callahanın öteki Dünyayabilinmeyenin ötesine yol alan ruhunu simgeleyen beyaz bir güvercin salıyoruz.
İsanın doğuşunu simgeleyen şeyler vardı. -Sahi mi?
Bunun belirgin bir sebebi var, ilkbahar ve sonbahar ekinoksu boyunca,piramidin yan tarafında Kukulkanın inişini simgeleyen bir gölge oyunu sergilenir.
Damat, bekarlığın sonunu simgeleyen geleneksel tıraşını olur.
Yüz binlerce insan, evlerine yıl boyunca ışık getireceği inancıyla geceyarısı kiliselerinden evlerine'' Kutsal Ateşi'' simgeleyen yanan mumlar taşıdı.
Sekiz kurban ve her biri kayıp bir ruhu simgeleyen sekiz balkabağı lambası.
Sırbistan-Karadağın kuruluşunu simgeleyen Belgrad Anlaşması çerçevesinde, özel bir komisyonun devlet birliği için kurucu cumhuriyetlerin amblemlerini birleştiren nitelikte amblemler önermesi gerekiyor.
Kurbanları çocukluğu ve masumiyeti simgeleyen yerlere bırakıyor.
Kişisel inançlarımı simgeleyen aksesuvarlar takıp kıyafetler giyebilirim.
Bu adam neden son günlerini bir zamanlar nefret ettiği her şeyi simgeleyen bir kurum için feda etsin?
( SPIVEY) Gılgamışın kahramanlığını simgeleyen tek bir olay vardı, Bir grup aslana tek eliyle saldırıp öldürdüğünde.
Betonun kuvvet hissine tezat oluşturacak şekilde,anı evinin geri kalan kısmı -insanın faniliğini ve kırılganlığını simgeleyen hafif bir malzeme olan- camdan inşa edildi.
Bir başlangıcı olduğu kadar sonu da simgeleyen değişimi olduğu kadar yeniliği de ifade eden.
Şimdiye değin, Makedon çocuklar 900 plastik silah iade etti. Bunların hepsi yeniden dönüşüm tesislerinde dönüştürülerek,söz konusu etkinliği simgeleyen bir heykelin yapımında malzeme olarak kullanılacak.
Eğer bir bebek kaybederse, yani bebeği simgeleyen kadını kaybederse, yerine yenisini koymalı.
Sergide, başlıca ortamı video olan sanatçı Anri Sala,'' GeçmişVaatler'' adlı sergisinde kentteki değişiklikleri simgeleyen ön cephe görüntülerini bir araya getiriyor.
Kıbrısın otuz yıldan uzun süredir devam eden bölünmüşlüğünü simgeleyen barikat, Perşembe günü Lefkoşede yıkılarak bir yeniden birleşme anlaşması yönünde umut ışığı doğmasına neden oldu.
Bu günlerde, bozuk paraya ek olarak,ekmeği pişiren kadın ekmeğin içine sağlık ve sıhhati simgeleyen küçük bir kızılcık dalı ve gerektiği kadar sayıda fal kağıtları da koyar.