BLUTERGÜSSE ne Demek Turkce - Turkce Çeviri S

Sıfat
Fiil
Isim
çürük
karies
faule
verfaulten
prellungen
blauen flecken
verdorbene
verrottete
bluterguss
löcher
faulender
morluklar
lila
violett
purple
lilafarbene
blaues
purpurnen
purpurrote
morluk
lila
violett
purple
lilafarbene
blaues
purpurnen
purpurrote
morlukları
lila
violett
purple
lilafarbene
blaues
purpurnen
purpurrote
çürükler
karies
faule
verfaulten
prellungen
blauen flecken
verdorbene
verrottete
bluterguss
löcher
faulender
Sorguyu reddet

Blutergüsse Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Keine Blutergüsse, nichts.
Morarma yok, hiçbir şey yok.
Hast du daher die Blutergüsse?
Bu yüzden mi çürük oldu?
Diese Blutergüsse sind Leichenflecken.
Bu morluklar, lividite.
Siehst du die Blutergüsse?
Şu morlukları görüyor musun?
Venen, Blutergüsse, Ausschlag.
Damarlar, morluklar, kızarıklıklar.
Woher kommen die Blutergüsse?
Bu morluklar nereden çıktı?
Blutergüsse heilen bei Säuglingen sehr schnell.
Bebeklerde çürükler çabuk iyileşir.
Er hatte Blutergüsse am Hals.
Boynunda morluklar vardı.
Es erklärt einige der Blutergüsse.
En azından bazı morlukları.
Aah… er hat Blutergüsse an Gesicht, Hals und Armen.
Yüzde çürükler var. Boynunda ve kollarında da.
Siehst du die Blutergüsse?
Başaracak mı?- Şu morlukları gördün mü?
Die Blutergüsse werden schlimmer, bevor sie abheilen.
Yaralar iyileşmeden önce daha da kötüleşecek.
Und es gibt keine Blutergüsse im Gesicht.
Ve yüzünde hiç morluk yok.
Es gibt kein Blut, keine Schnitte… keine Blutergüsse.
Kan yok, kesik yok, morluk yok.
Würgemale und Blutergüsse am Hals.
Boğazında ip izleri ve kanama var.
Das hinterlässt garantiert 3 klare ovale Blutergüsse.
Eminim bu üç yuvarlak morluk bırakacaktır.
Geschwollene Finger, Blutergüsse an den Armen.
Şiş parmaklar, kollarda yaralar.
Leicht Blutergüsse oder Blutungen, ungewöhnliche Schwäche.
Kolay morarma veya kanama, alışılmadık zayıflık.
An8}sind in jeder Schublade Medikamente gegen Blutergüsse.
An8} bu lanet evin her çekmecesinde morluk için ilaçlar var.
Könnten die Blutergüsse von physischer Einwirkung stammen?
Morluklar fiziksel bir travmadan kaynaklı olabilir mi?
Keine Kopfverletzung. Keine Anzeichen für eine Vergiftung, keine Wunden, keine Blutergüsse.
Kafada morarma yok. Zehirlenme belirtisi yok.
Sie hat Blutergüsse am Hals, wahrscheinlich hat sie jemand erwürgt.
Boynunda morluklar var sanırım biri onu boğmuş.
Vermeidung von Aktivitäten mit hohem Risiko für Blutungen oder Blutergüsse.
Yüksek kanama veya morarma riski olan faaliyetlerden kaçınmak.
Die Blutergüsse, Cyan hat ihn mit den fünf Giften angegriffen.
Şu çürükler. Cyan ona'' Beş Zehir'' yüklemiş olmalı.
Sie hat Kratzwunden und Blutergüsse, aber nichts Schwerwiegendes.
Morluklar ve çizikler var, ama çok kötü durumda değil.
Blutergüsse an ihrem Hals, ich nehme an, von dem Angriff.
Boynundaki morluklar sanırım saldırının etkisiyle oluşmuş.
Außerdem stimmen diese Blutergüsse nicht mit dem Zeitpunkt des Todes überein.
Ayrıca, bu morluklar ölüm saatiyle uyuşmuyor.
Blutergüsse und möglicherweise Frakturen der Handgelenke.
Çürük ve karşı koymadan kaynaklanan muhtemel bilek kırığı.
Kardinäle, Blutungen oder Blutergüsse ohne erkennbare oder bekannte Ursache.
Kardinaller, belirgin veya bilinen neden olmadan kanama veya morarma.
Blutergüsse und Kratzwunden an den Innenseiten beider Oberschenkel.
Her iki baldırın iç tarafında belirgin çürük ve yırtık.
Sonuçlar: 73, Zaman: 0.0539

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce