DAVONZULAUFEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• kaçmaya
• kaçmayı
• kaçmak
• kaçmanın

Davonzulaufen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Hör auf, davonzulaufen.
Kaçmayı bırak.

Es nützt nichts, vor dem Schmerz davonzulaufen.
Acıdan kaçmak hiçbir şeyi çözmez.

Von der Wahrheit davonzulaufen… lässt uns diese Dinge glauben.
Bu hakikatten kaçmak… bize bu şeylere inanmamızı sağIıyor.

Hat es überhaupt Sinn, davonzulaufen?
Kaçmanın bir anlamı var mı?

Anstatt vor dem Problem davonzulaufen, stellen wir uns der Wirklichkeit, wie sie ist.
Sorundan kaçmak yerine, gerçekle olduğu gibi yüzleşiriz.

Und sei immer bereit, davonzulaufen.
Ve her zaman kaçmaya hazır ol.

Anstatt vor dem Problem davonzulaufen, stellen wir uns der Wirklichkeit, wie sie ist.
Sorundan kaçmak yerine gerçeklikle, olduğu gibi yüzleşiyoruz.

Haben Sie manchmal überlegt, davonzulaufen?
Sen hiç kaçmayı düşündün mü?

Ich kann endlich aufhören davonzulaufen und deine Mum sein.
Ben de artık kaçmayı bırakıp sana annelik yapabilirim.

Er ist eingeschüchtert, aber noch nicht bereit, davonzulaufen.
Korktu, ama henüz kaçmaya hazır değil.

Marie versuchte, davonzulaufen.
Tom kaçmaya çalıştı.

Wenn du gewusst hast, dass es so enden muss, warum hast du dann versucht, vor mir davonzulaufen?
Böyle sonlanması gerektiğini biliyorsan, ne diye benden kaçmaya yeltendin?

Ich versuchte, davonzulaufen.
Bundan kaçmaya çalıştım.

Was auch immer Brian machte und ihn dazu brachte, vor neun Jahren davonzulaufen.
Brianın dokuz yıl önce kaçmasına ne sebep olduysa ondan.

Versuchte sie nicht, zu kämpfen oder davonzulaufen. Um Eun-ha zu beschützen.
Mücadele etmeye ya da kaçmaya çalışmamış. Eun-hayı korumak için.

Weißt du, ich bin dafür, vor seinen Problemen davonzulaufen.
Sorunlarından kaçmanda seni desteklediğimi biliyorsun.

Ich habe es satt, davonzulaufen.
Ben kaçmaktan yoruldum.

Du solltest es vielleicht annehmen, anstatt davonzulaufen.
Belki de kaçmak yerine bunu kabullenmelisin.

Es wäre unfair von mir, davonzulaufen!
Bir tek benim kaçmam haksızlık olur!

Sieht aus, als hätte ein Idiot versucht, den Cops davonzulaufen.
Aptal gibi görünüyor, polisten kaçmaya çalışıyor.

Ich denke, du musst aufhören, davonzulaufen, Frederic.
Bence kaçmayı bırakmanın zamanı geldi, Frederic.

Wahrscheinlich bekam er Angst und entschloss sich, davonzulaufen.
Büyük ihtimalle korkuya kapıldı, kaçmaya karar verdi.

Warum hat Daniel Talbot geplant, davonzulaufen? Mr. Carew?
Bay Carew… Daniel Talbot neden kaçmayı planlıyordu?

Sieht aus, als hätte ein Idiot versucht, den Cops davonzulaufen.
Görünüşe göre aptalın biri polislerden kaçmaya çalışmış.

Man sagt, vor einem Scharfschützen davonzulaufen, ist sinnlos.
Bir keskin nişancıdan kaçmanın faydasız olduğunu söylüyorlar.

Okay, sieht aus, als hätte ein Idiot versucht, den Cops davonzulaufen.
Tamam, bir aptal gibi görünüyor polislerden kaçmaya çalıştı.

Wir können aufhören davonzulaufen.
Kaçmayı bırakabilirsiniz. Bir yerde kalabilirsiniz.

Und dass sie darüber nachdenkt, mit ihm davonzulaufen.
Onu sevdiğini söyledi. Ve onunla kaçmayı düşündüğünü söylüyordu.

Ich muss aufhören, vor Konflikten davonzulaufen.
Her kavgada kaçmayı bırakmalıyım.

Es nützt nichts, vor dem Schmerz davonzulaufen.
Hiçbir şeyi çözmez. Acıdan kaçmak.