DER BEVÖLKERUNG ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• nüfusun
• halkın
• toplumun
• insanların
• popülasyonun
• vatandaşlarının
• nüfusunun
• nüfus
• halkının
• halk
• nüfusu
• halkı
• i̇nsanların
• insanlara
• toplum
• insanlar
• popülasyonunun
• vatandaşların

Der bevölkerung Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Anblick der Bevölkerung.
Halk görüşü.

Der Bevölkerung die Augen geöffnet.
Halk gözünü açtı.

Rund ein Drittel der Bevölkerung.
Toplumun yaklaşık üçte….

Prozent der Bevölkerung ist katholisch.
Halkın yüzde 50si Katolik.

Der anderen Hälfte der Bevölkerung.
Nüfusun diğer yarısı.

Ein Großteil der Bevölkerung ist tot oder verwandelt.
Popülasyonun büyük kısmı ya ölmüş ya da dönüşmüştür.

Das ist ein Fünftel der Bevölkerung.
Tüm nüfusun beşte biri.

Verteilung der Bevölkerung- Demografie.
Nüfus Dağılımı- Demografi.

Ja. So wie ungefähr 60 Prozent der Bevölkerung.
Nüfusun yaklaşık% 60ı gibi. Evet.

Der Rest der Bevölkerung.
Popülasyonun geri kalanı.

Hier geht's um kontrollierte Dezimierung der Bevölkerung.
Bu kontrollü nüfus azaltımı için.

Die Hälfte der Bevölkerung arm.
Halkın yarısı yoksul.

Auf die differenzierten Bedürfnisse der Bevölkerung.
Toplumun farklı ihtiyaçlarına hitap.

Verteilung der Bevölkerung- Demographie.
Nüfus Dağılımı- Demografi.

Letztlich ein Problem der Bevölkerung.
Son olarak nüfus sorununa geldik.

Prozent der Bevölkerung Südafrikas sind schwarz oder dunkel.
Güney Afrika nüfusunun% 80i siyah veya renkli.

Das sind drei Viertel der Bevölkerung.
Bu nüfusun dörtte üçü demek.

Prozent der Bevölkerung nutzen das Internet jeden Tag.
Halkın yüzde 77si her gün internet kullanıyor.

Heute sind 70 Prozent der Bevölkerung dafür.
Bugün 70, insanların yüzde onu destekliyor.

Der Bevölkerung normal aussieht, vier, fünf, sechs.
Çünkü… nüfusun% 95i dört, beş, altı, yani sıradan görünen biri.

Unterstützung der Bevölkerung zu verlieren.
Halk desteğini kaybetmek.

Ein weiterer Grund ist die Armut der Bevölkerung.
Diğer bir sebep insanların yoksulluğu.

Siebzig Prozent der Bevölkerung wollten es nicht.
Toplumun yüzde yetmişi bunu istemedi.

Zivilschutz- das Programm der Ausbildung der Bevölkerung.
Sivil Savunma- Toplum Eğitim Programı.

Großen Mehrheit der Bevölkerung unterstützt.
Halkın büyük çoğunluğu destek veriyor.

Beschützt stets das Leben und die Sicherheit der Bevölkerung.
Halkın hayatını ve güvenliğini her zaman koruyun.

Ich hörte, drei Prozent der Bevölkerung seien wie ich.
Duyduğuma göre, nüfusun yüzde üçü benim gibiymiş.

In Island patentiert die Regierung den genetischen Code der Bevölkerung.
İzlandada hükümet vatandaşlarının genetik kodlarına patent veriyor.

Wie kommt das der Bevölkerung zugute?
Bu durumda nasıl insanların faydası için çalışabilirler ki?

Die Hosts wählen nur einen kleinen Teil der Bevölkerung aus.
Konuklarımız nüfusun yalnızca küçük bir kısmını tecrit edebilecekler.