DIE ABLENKUNG ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

Die ablenkung Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Die Ablenkung.
Dikkat dağılması.
Wir sind die Ablenkung!
Biz sadece yemiz!
Als unschuldige Opfer waren sie die Ablenkung.
Masum kurbanlar olarak, rotadan sapmaydılar.
Vergiss die Ablenkung, Fi.
Die Ablenkungen waren wie mein Leben: von kurzer Dauer.
Meşgalelerim de benim gibi kısa ömürlüydü.
İnsanlar da tercüme ediyor
Wie läuft die Ablenkung?
Oyalama nasıl gidiyor?
Ist die Ablenkung bereit?
Dikkat dağıtıcı hazır mı?
Danke für die Ablenkung.
Oyalama için teşekkürler.
Sir, die Ablenkung funktioniert.
Efendim, şaşırtma işe yarıyor.
Er ist nur die Ablenkung.
O yalnız dikkat dağıtıcı.
Glaubst du wirklich, das macht einen Unterschied? All die Ablenkung.
Tüm bu şaşırtmaca… Sence fark eder mi?
Wir sind die Ablenkung.
Biz dikkat dağıtacağız.
Die Ablenkungen sind sehr gering und darin besteht der große Reiz eines Klosters.
Dikkat dağıtan şeyler çok azdır ve bir keşişin hayatının cilvesi de budur.
Du warst die Ablenkung.
Sen dikkat dağıtıyordun.
Und solche Gedanken aufzugeben. Es wäre klug, die Ablenkung zu nutzen.
Kargaşadan istifade edip… bu düşüncelerden caymak akıllıca olur.
Du bist die Ablenkung, oder?
Sen dikkat dağıtıcısın değil mi?
Etwas sagt mir, dass ich nur die Ablenkung bin. Ja.
Evet. İçimden bir ses şuan sadece dikkat dağıtmak için olduğunu söylüyor.
Sie können ohne die Ablenkung der Kommunikation mit Personen im Haushalt am Computer sitzen.
Sen hanede insanlarla iletişim dağılmasına olmadan, bilgisayar başında oturabilir.
Wir versagen dabei, ihnen zu helfen, sich gegen die Ablenkungen des Konsums zu stellen.
Dikkatlerini çelen şeylere, tüketici anlayışa karşı korumada yardımcı olamıyoruz.
Indem er sich gegen die Ablenkungen des Alltags abgeschottet hat. Es ist unglaublich, was er zustande gebracht hat.
Kendini gündelik hayatın eğlencelerinden… soyutlayarak bu kadar çok şey başarmış olması inanılmaz.
Ich bin nur die Ablenkung.
Ben sadece dikkat dağıtıyorum.
Wenn Sie schneller lesen möchten, MÜSSEN Sie die Ablenkungen ausschalten und sich ausschließlich auf die Aufgabe konzentrieren.
Daha hızlı okumak istiyorsanız, dikkat dağıtıcı şeyleri bırakmanız ve yalnızca okuma görevine odaklanmanız gerekiyor.
Sie können gehen. Barry die Ablenkung funktionierte.
Barry yemi işe yaradı. Gidebilirsiniz.
Du bist die Ablenkung?
Sanırım sen oyalayacaksın?
Ich könnte die Ablenkung sein.
Dikkat dağıtıcı ben olabilirim.
Wie kannst du hier arbeiten, bei all der Ablenkung?
Bu kadar dikkat dağıtıcı şey varken işleri nasıl bir arada tutuyorsun?
Der Wächter ruft ihn an"ein Meister der Ablenkung".
Guardian onu çağırıyor“ dikkat dağıtıcı ustası”.
Nach der Ablenkung nehme ich zwei Soldaten.
Dikkatlerini dağıttıktan sonra ben iki adam alıp güneyde gedik açacağım.
In dieser Welt der Ablenkung das Unmögliche manifestieren und das Leben transformieren.
Bu Dağılma Dünyasında İmkansızı Yönetmek ve Hayatı Dönüştürmek.
Kennen Sie die Ursachen der Ablenkung wirklich genau?
Ayrılığın nedenlerini tam olarak bildiğinden emin misin?
Sonuçlar: 30, Zaman: 0.0567

"die ablenkung" nasıl bir cümlede kullanılır

Auch hier ist die Ablenkung die beste Strategie.
Mir persönlich tut die Ablenkung immer ganz gut.
So und dann ist die Ablenkung zu Ende!
Die Ablenkung durch neue Partner ist nur kurz.
Ich glaube, die Ablenkung tat ihm sehr gut!
Ich hab mich diesmal für die Ablenkung entschieden.
Aber die Bewegung tat gut, die Ablenkung auch.
Die Ablenkung EC wird Untersvchuny uber das Selbstpotentiul.
Die Ablenkung tat da auf jeden Fall gut!
Die Ablenkung des Laserstrahls erfolgt über optoakkustische Modulation.

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce