EINER BEDROHUNG ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• bir tehdit

Einer bedrohung Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Seine Anzeige zeigt das Vorhandensein einer Bedrohung.
Reklam bir tehdit varlığını gösterir.

Wir werden nicht zu einer Bedrohung für einander werden.“.
Birbirimiz için bir tehdit olmayacağız'' dedi.

Ich versichere ihnen, junge Frau… ich bin genau das Gegenteil einer Bedrohung.
Sizi temin ederim, genç hanım; tehditten en uzak şeyim.

Ihre Technologie wird zu einer Bedrohung dieser Nation.
Teknolojileri bu ulus için bir tehdide dönüşüyor.

Sich einer Bedrohung wie Boko Haram entgegenzustellen, ist sehr schwierig.
Boko Haramdan kaynaklanan tehdide karşı koymak çok zor.

Denn keiner will mit solch einer Bedrohung leben.
Çünkü kimse böyle bir tehditle yaşamaz istemez.

Coronavirus ist zu einer Bedrohung für Menschen auf der ganzen Welt geworden.
Koronavirüs tüm dünya için tehdit haline geldi.

Wenn du wirklich glaubst, dass wir unter einer Bedrohung sind.
Askerleri geri çağır. Gerçekten tehlike altında olduğumuzu düşünüyorsan.

Und, stecken, mit einer Bedrohung, wie BoostPC. exe.
Ve, bir tehdit ile sıkışmış başlarken, BoostPC. exe gibi.

Esoqq soll die Nahrung nicht essen, damit er zu einer Bedrohung wird.
Bize Esoqqun yiyemediği yiyecekler verdiler, onu bir tehdit yapmak için.

Dadurch ist es zu einer Bedrohung für Anwender geworden.
Kullanıcılar için bu bir tehdit unsuru haline gelmiştir.

Sie wartet nur darauf, alles zu vernichten, was zu einer Bedrohung wird.
Herhangi bir şey tehdide dönüştüğünde onu yok etmek için hazırda bekliyor.

Diese Tiere können im Falle einer Bedrohung sehr schnell und aktiv sein.
Bu hayvanlar bir tehdit durumunda oldukça hızlı ve aktif olabilirler.

Jahre türkisch-israelische Beziehungen: Partnerschaft im Schatten einer Bedrohung.
Türkiye-İsrail İlişkilerinin 60. yılı: Bir tehditin gölgesindeki ortaklık.

Ich benötige Hilfe beim Entfernen einer Bedrohung von meinem Computer.
Bilgisayarımdan bir tehdidi kaldırmak için yardıma ihtiyacım var.

Ein Officer, der einer Bedrohung durch Terroristen ausgesetzt ist, muss sich fragen.
Terörist tehdit uyarısına gidecek bir memur önce kendine şunu sormalı.

Das wäre ja nichts für mich, mit so einer Bedrohung jeden Tag zu leben.
Bu böyle olmazdı her gün birilerinden tehdit alıyordum.

Dragon Warriors- Hingabe an die gemeinsame Sache der ihr Hauptziel im Angesicht einer Bedrohung.
Dragon Warriors- herhangi bir tehdit karşısında kendi ana hedefi ortak davaya bağlılık.

Ich benötige Hilfe beim Entfernen einer Bedrohung von meinem Computer.
Bir tehdidi bilgisayarımdan kaldırmak için yardıma ihtiyaç duyuyorum.

In Ermangelung einer Bedrohung für das Leben und die Gesundheit des ungeborenen Kindes, wird empfohlen.
Doğmamış çocuğun yaşamı ve sağlığı için bir tehdit olmadığında, bu tavsiye edilir.

Labour-Chef Jeremy Corbyn spricht von einer Bedrohung für die Demokratie.
İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn, bunun demokrasiye yönelik bir tehdit olduğunu söyledi.

Du schlenderst unangemeldet in meine Stadt mit deiner Herde voll Kriecher, verbreitest Neuigkeiten einer Bedrohung.
Şehrime habersiz bir şekilde tehdit haberleri yayan dalkavuk sürünle geliyorsun.

Es soll ermöglichen, im Falle einer Bedrohung den Internetverkehr von Servern im Ausland abzutrennen.
Yasa sayesinde bir tehdit durumunda internet trafiğini yurtdışındaki sunuculardan ayırmak mümkün olacak.

Aber manchmal kommt es vor, dass diese gütigen, wunderbaren Kreaturen zu einer Bedrohung für uns werden.
Ama bazen bu tür, harika yaratıklar bizim için bir tehdit haline gelebilir.

Frustration angesichts einer Bedrohung mag Aggressionen begünstigen, ist aber nicht ausschlaggebend für aggressives Verhalten.
Tehdit karşısında yaşanan engellenme saldırganlığı kolaylaştırır, ama saldırgan davranışların belirleyicisi olmaz.

Natürlich ist es am besten, wenn Sie sich nie begegnen, einer Bedrohung wie. Djvuq in die Zukunft.
Eğer böyle bir tehdit karşılaşırsanız tabii ki, en iyisidir. Gelecekte Djvuq.

Weil Gefängnisse gefährlich sind, zeigen Studien, dass Insassen hyperwachsam werden, was Anzeichen einer Bedrohung betrifft.
Çünkü hapishaneler tehlikelidir, araştırmalar mahkumların tehdit izleri hakkında çok daha ihtiyatlı hale geldiklerini gösterir.

Romantische Eifersucht in der Regel von der Wahrnehmung einer Bedrohung für die Beziehung kommen.
Romantik kıskançlık, sürmekte olan bir ilişkinin varlığına yönelik olarak algılanan tehdittir.

Er manipuliert und nutzt andere aus indem er unehrliche Taktiken nutzt, und er wird zu einer Bedrohung er Gesellschaft.
İnsanları yalanlarla idare edip sömürüyor… ve toplum için bir tehdit haline geliyor.

Krankheiten, bei denen der Informationsaustausch die Wirkung einer Frühwarnung angesichts einer Bedrohung der öffentlichen Gesundheit haben kann.
Bilgi alışverişinin, halk sağlığına yönelik tehditlere ilişkin erken uyarı sağlayabileceği hastalıklar.