Einfachen leute Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Einfachen Leute kennen.
Für die einfachen Leute?
Die einfachen Leute sparen und legen ihr Geld zur Seite.
Sıradan insanlardır. Oysa en çok para biriktirenler.Gott der einfachen Leute!
Sıradan insanların tanrısı!Der fehlende Zugang zu den Casino-Spiele für die einfachen Leute.
Sıradan insanlar için casino oyunları erişememe.Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
neue leutejunge leuteandere leutenormale leutenette leuterichtigen leutedie jungen leutereiche leutealte leuteeigenen leute
Daha
Uns einfachen Leuten gefällt's.
Angefangen der einfachen Leute.
Sıradan insanların başla¬.Den einfachen Leuten wird zuviel zugemutet“.
Basit insanların çok fanı olur.Die Bäume, die Berge, die einfachen Leute.
Ağaçlar, dağlar, mütevazı insanlar.Das soll die Finger der einfachen Leute symbolisieren, die von den dort arbeitenden Unternehmern"abgeschnitten" wurden.
Bunun, orada çalışan girişimciler tarafından'' kesilen'' sıradan insanların parmaklarını sembolize etmesi gerekiyordu.Und die Reaktionen der einfachen Leute?
Sıradan insanların tepkileri ne olacak?Diese einfachen Leute taten ihr Bestes, mit dem Wenigen, was in ihrem traurigen, enttäuschenden Restaurant zu finden war.
Ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlardı'' mı? Bu basit insanlar, üzücü, düşük performans gösteren restoranlarında sahip oldukları küçük şeylerle.Und was können wir, die einfachen Leute, tun?
Biz sıradan insanlar ne yapabiliriz?In einem Interview hatte er erklärt,"Ich habe immer die Rechte der Arbeiter unterstützt, die Rechte der einfachen Leute.".
Bir röportajda belirtmişti,'' Ben her zaman işçi haklarını, sıradan insanların haklarını destekledim.''.Natuerlich wollen die einfachen Leute keinen Krieg.
Doğaldır ki sıradan insanlar savaş istemezler.Nicht die besseren Hotels… aber die Farben der einfachen Leute.
İyi otelleri değil ama sıradan insanların renkleri.Wie immer zahlen die einfachen Leute den höchsten Preis.
Her zaman olduğu gibi, sıradan insanlar en yüksek bedeli öder.In ihren Romanen thematisierte sie das Leben der einfachen Leute.
Romanlarında sıradan insanların yaşamlarını konu edinmiştir.Eine Kürzung der Hilfsgelder wirkt sich negativ auf das Leben der einfachen Leute aus und zerstört ihr Vertrauen in die Führer in Ramallah.
Yardım paralarının kısılması, sıradan insanların hayatını büyük ölçüde etkiliyor ve Ramallah yönetimine duyulan güveni sarsıyor.Nicht die besseren Hotels… aber die Farben der einfachen Leute.
Otelleri değil de, basit insanların renkliliğini hatırlatıyor.Er möchte mit seiner Kunst das Leben der einfachen Leute dokumentieren.
O sıradan insanların hayatlarını belgesel yapmak istiyor.Was weiß Seine Heiligkeit vom Leben der einfachen Leute?
Papa Hazretleri sıradan insanların yaşantısıyla ilgili ne biliyor olabilir?Was wisst Ihr also über das Leben der einfachen Leute von Rom?
Bu yüzden ona tekrar soracağım. Romanın sıradan insanlarının yaşantısıyla ilgili ne biliyor olabilir?Das Werk spielte eine wichtige Rolle im Leben der einfachen Leute der Zeit.
İş zaman sıradan insanların hayatında önemli bir rol oynadı.Entlang einer anderen Wand veranschaulicht Lorenzetti die Auswirkungen einer guten Regierung auf das alltägliche Leben der einfachen Leute mit einer Reihe von köstlichen kleinen Details.
Diğer bir duvarda Lorenzetti iyi devletin, sıradan insanların gerçek ve günlük yaşamlarına etkisini, tatlı küçük detaylar serisiyle sergiliyor.Einfache Leute haben oft mehr Verstand als die Gebildeten.
Basit insanlar çoğunlukla, eğitimli Aber an wen können einfache Leute sich sonst mit ihren Problemen wenden?
Ama bizim gibi basit insanların sorunlarıyla kim uğraşır ki?Dass wir einfache Leute nicht auch lügen?
Bizim gibi basit insanlar da neden yalan söylemesin ki?Einfache Leute zählen.
Sıradan insanlar önemlidir.Einfache Leute nicht auch lügen? Und du erwartest, dass wir?
Bizim gibi basit insanlar da neden yalan söylemesin ki?
