EINTRATEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri S

Fiil
girmeden
eingeben
betreten
gehen
eindringen
kommen
einsteigen
eintreten
hinein
reinkommen
reingehen
girdiklerinde
eingeben
betreten
gehen
eindringen
kommen
einsteigen
eintreten
hinein
reinkommen
reingehen

Eintraten Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Ecclesiastic category close
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Der Juden eintraten.
Birtakım yahudiler girdiler.
Vom Mutterschiff abgesprengt bevor Sie in unsere Atmosphäre eintraten.
Atmosfere girmeden önce, ana gemiden ayrıldınız.
Als wir in die Kirche eintraten, waren wir beeindruckt.
Kiliseye girdiğimde ise hayli etkilendim.
Wo wir in ihr Sonnensystem eintraten.
Onun güneş sistemine girdiğimiz nokta.
Als sie zu ihm eintraten und sagten:"Salam(sei mit dir)!
Onlar İbrahimin yanına girmişler, selam vermişlerdi!
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Als sie bei Dawud eintraten.
Davudun yanına girmişlerdi.
Als sie bei David eintraten. Da hatte er Angst vor ihnen.
Davudun yanına giriverdiler de onlardan telaşe düştü.
Sie wussten nicht, warum wir in den Ersten Weltkrieg eintraten.
Birinci Dünya Savaşına niçin girdiğimizi bugün bile bilmiyoruz.
Als sie zu Dawud eintraten, dann erschreckte er sich vor ihnen.
Ansızın Dâvûdun yanına girdiklerinde, onlardan korktu.
Das empfingen unsere Sensoren, als wir in das System eintraten.
Bunlar, bu sisteme girdiğimizde Defiantın kaydettiği sensör okumaları.
Als sie zu ihm eintraten und sagten:"Salam(sei mit dir)!
Hani, yanına girdiklerinde:'' Selam'' demişlerdi. O da:'' Selam'' demişti!
Hatten sie hohe Schulden bei europäischen Banken. Alsdie Amerikaner in den Krieg eintraten.
Avrupa bankalarına çok borcu vardı.ABD savaşa katıldığında.
Als die USA in den Zweiten Weltkrieg eintraten, war Rexair stark gewachsen.
Amerika, II. Dünya Savaşına girerken Rexair, büyük oranda büyüdü.
Dr. Yang, können Sie mir sagen, warum sie in die Bauchhölle mit einer Kelly Klammer eintraten?
Doktor Yang, plevraya neden Kelly klempi ile girdiğini söyleyebilir misin?
Ich erinnere mich, dass sie durch eine Hintertür eintraten. Ich lag auf der schwarzen Couch.
Arka kapıdan girdiklerini hatırlıyorum, ben de siyah koltukta uzanıyordum.
Erinnert euch an die Massenbewegungen in Lateinamerika, die für soziale Gerechtigkeit eintraten!
Latin Amerikada toplumsal adaleti savunan kitle hareketlerini hatırlayın!
Als sie vor dem Kerker anhielten und eintraten, konnte sie ihre Nerven nicht mehr kontrollieren.
Zindanın dışına çıkıp içeri girdiklerinde artık sinirlerini kontrol edemedi.
Grundsätzlich wurden die ersten Seelenverträge unterzeichnet bevor wir, die Sternenwesen in die Quarantäne der Erde eintraten.
Temel olarak ilk ruh kontratları bizler yıldız varlıkları olarak karantinadaki dünyaya girmeden önce imzalandı.
Während acht dieser Großinsolvenzen in den USA eintraten, verzeichnete Europa den höchsten Anstieg der Anzahl von Großinsolvenzen.
Bunların sekizi ABDde gerçekleşirken, Avrupa büyük iflasların sayısındaki en büyük artışı gördü.
Cobra: Grundsätzlich wurden die ersten Seelenverträge unterzeichnet bevor wir, die Sternen-Wesen in die Quarantäne der Erde eintraten.
CEVAP: Temel olarak ilk ruh kontratları bizler yıldız varlıkları olarak karantinadaki dünyaya girmeden önce imzalandı.
Und als sie bei Yusuf eintraten, nahm er seine Eltern zu sich und sagte:"Tretet in Ägypten ein, so ALLAH will, als Sicherheitsgenießende.
Yusufun yanına geldiklerinde, o, anasını babasını bağrına bastı,'' Allahın dileğince, güven içinde Mısırda yerleşin'' dedi.
Die türkischen Behörden verhaften 5 Selbstmordattentäter, die aus Syrien in die Stadt Hatay eintraten, zwei von ihnen hatten bereits Selbstmordgurte.
Türk yetkililer, Suriyeden Hatay kentine giren 5 intihar bombacısını gözaltına aldı, ikisinin de intihar kemeri vardı.
Und als sie bei Yusuf eintraten, nahm er seine Eltern zu sich und sagte:"Tretet in Ägypten ein, so ALLAH will, als Sicherheitsgenießende.
Yusufun huzuruna girdikleri zaman o, anasına, babasına sarıldı, kucakladı onları ve Allahın izniyle dedi, emin olarak girin Mısıra.
Als die"Spitze" zusammenbrach, sprangen die Verteidigungssatelliten wieder an und verhinderten, dassTausende weitere Träger in die Erdatmosphäre eintraten.
Spire yıkılmasından sonra, savunma uyduları tekrar devreye girdi,binlerce ek kapsülün dünyanın atmosferinden girmesini engelledi.
Als sie bei Josef eintraten, zog er seinen Bruder zu sich. Er sagte:«Ich, ich bin dein Bruder. So sei nicht betrübt wegen dessen, was sie taten.».
Yusufun yanına girdiklerinde, kardeşini bağrına bastı ve:'' Ben senin kardeşinim, onların yaptıklarına artık üzülme'' dedi.
Als Russland und das Osmanische Reich Ende 1914 in den Weltkrieg eintraten und russische Truppen auf osmanisches Gebiet vordrangen, entstanden alte Spannungen neu.
Rusya ve Osmanlı devleti 1914 sonunda dünya savaşına girdiklerinde ve Rus orduları Osmanlı sahasına girmeye başladıklarında, eski gerginlikler yeniden canlandı.
Als sie bei Yusuf eintraten, zog er seinen Bruder zu sich. Er sagte:"Gewiß, ich bin dein Bruder. So sei nicht bekümmert wegen dessen, was sie getan haben.
Yusufun yanına girdiklerinde, kardeşini bağrına bastı ve:'' Ben senin kardeşinim, onların yaptıklarına artık üzülme'' dedi.
Als sie bei Yusuf eintraten, zog er seinen Bruder zu sich. Er sagte:"Gewiß, ich bin dein Bruder. So sei nicht bekümmert wegen dessen, was sie getan haben.
Onlar Yusufun huzuruna girince, öz kardeşini yanına çekti ve:“ İyi bilesin ki ben senin kardeşinim, onların yaptıklarına üzülme!” dedi.{ KM, 53,34.
Und als sie bei Yusuf eintraten, nahm er seinen Bruder zu sich. Er sagte: Gewiß, ich bin dein Bruder, so sei nicht verbittert über das, was sie zu tun pflegten.
Onlar Yusufun huzuruna girince, öz kardeşini yanına çekti ve:“ İyi bilesin ki ben senin kardeşinim, onların yaptıklarına üzülme!” dedi.{ KM, 53,34.
Und als sie bei Yusuf eintraten, nahm er seine Eltern zu sich und sagte:"Tretet in Ägypten ein, so ALLAH will, als Sicherheitsgenießende.
Yâkub ailesi Mısıra gelip Yusufun yanına girdiklerinde Yusuf, annesi ile babasını kucakladı ve:“ Allahın izniyle Mısıra güven ve huzur içinde girin.” dedi.{ KM, Tekvin 35,17-20.
Sonuçlar: 34, Zaman: 0.0562

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce