GEWICKELT ne Demek Turkce - Turkce Çeviri S

Isim
Fiil
sarılır
gewickelt
umarmen
sarılı
gelb
die gelbe
yellow
blond
sarılmalı
Birleşik fiil

Gewickelt Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Wasserkastanien in Speck gewickelt.
Domuz etine sarılmış kestaneler.
In einen Film gewickelt, um heiße Luft zu erwärmen.
Sıcak hava ile ısınmak için bir film sarılmış.
In der Tat- Fleisch in einen Teig gewickelt.
Aslında- et bir hamurda sarılır.
Das Blei, in das wir ihn gewickelt haben, hilft nicht.
Onu metale dolamamızın bi yardımı yok.
Ein nackter Mann ums Bein einer Frau gewickelt.
Çıplak bir adam bir kadının bacağına sarılmış.
Um seinen Hals gewickelt war. Und ich sah, dass eine Kordel.
Ve kablonun boynuna dolanmış olduğunu gördüm.
Klebeband um den Hals, im Uhrzeigersinn gewickelt.
Bant boynun çevresinde saat yönünde sarılmış.
Du bist in Folie gewickelt, weil ich dich töten will.
Plastiğe sarılmış olma sebebin seni öldürmek istemem.
Das Baby wird angezogen oder in eine Decke gewickelt.
Bebek giydirilir ya da bir battaniyeyle sarılır.
Gewickelt? Milch, Flaschen, Topf, Herd, falls sie Hunger hat.
Altının mı? Acıkırsa süt, şişe, tencere, ocak.
Lasse die Maske für eine halbe Stunde in ein Handtuch gewickelt.
Maskeyi yarım saat boyunca bir havluyla sarın.
Um meinen Finger gewickelt wie ein Ring, Ring, Ring.
Parmağımın etrafına bir yüzük, yüzük, yüzük gibi sarılmış.
Eine Blume zwischen den Pfoten, in ein Geschirrtuch gewickelt.
Patilerinin arasına çiçek koymuş ve havluya sarmış.
Die Tour in Philadelphia gewickelt, Pennsylvania am Februar 10, 2008.
Philadelphia sarılmış tur, Şubatta Pensilvanya 10, 2008.
Baumstamm Satinband oder eine Kombination davon gewickelt;
Ağaç gövde saten bant ya da bunların bir kombinasyonu sarılır;
Oberblatt, Unterblatt, richtig gewickelt und richtig getrocknet, und woher.
Dıştaki yaprak, düzgünce sarmak ve düzgünce kurutmak. Bir de menşei.
Alkohol oder Wodka, Wasser auf den Haaren,dann in ein Handtuch gewickelt.
Alkol veya votka, saçtaki su,daha sonra bir havluyla sarılır.
Ein paar Drähte um den Widerstand gewickelt, ein paar Löcher gebohrt, es wäre nicht schwer.
Kondansatör kablolarını değiştirip birkaç delik açmak çok zor değil.
Und dort fand ich meine Frau mit einem blutigen Tuch, um ihr Handgelenk gewickelt.
Ve orada karımı buldum bileğine kanlı bir bez sarılıydı.
Wir sind in ein Paket und ein Handtuch gewickelt, wir stehen für 45 Minuten, löschen Sie es.
Bir pakete ve bir havluya sarılıyız, 45 dakika bekleriz, onu sileriz.
Ich dachte, ich hätte Sie, den großen Detektiv,um meinen kleinen Finger gewickelt.
Seni, büyük dedektifi,küçük parmağımda oynattığımı sanmıştım.
Wärme für 2 Minuten gewickelt, wenn das Brennen stark ist, können Sie es früher abwaschen.
Dakika kadar ısıtın, yanma hissi güçlü ise, daha önce yıkayabilirsiniz.
Ich habe kürzlich beobachtet, wie ein Typ das Seil um seinen Arm gewickelt hat.
Geçenlerde bir erkeğin kolunun etrafına sarılı ipi aldığını izledim.
Dann sollte der Kopf in ein Handtuch gewickelt und für ein paar Stunden verlassen werden.
Daha sonra baş bir havluya sarılmalı ve birkaç saatliğine bırakılmalıdır.
In seinem natürlichen Zustand, halbmondförmig oderim letzten Drittel in den Ring gewickelt.
Doğal haliyle, hilal şeklinde veyason üçte halkaya sarılı.
Die Kollegen fanden diese in Wachstuch gewickelt, vergraben unter Ihrem Hühnerstall.
Avcı bu silahı muşambaya sarılı halde… evindeki ördek kümesinin altına gömülmüş olarak buldu.
Dann werden die Haare unter dem Hut entfernt undin ein dickes Handtuch gewickelt.
Daha sonra saç şapkanın altından çıkarılır vekalın bir havluya sarılır.
Organza ist in der Regel auf der Kugel gewickelt in dem Satinbänder für sie als Dekoration dienen.
Organze genellikle şeritler onun için dekorasyon olarak hizmet saten topa sarılır.
Sie verließ dich, und du bliebst da, in eine Decke gewickelt, im Körbchen.
Seni terk etti ve battaniyeye sarılmış, bir sepetin içinde öylece duruyordun.
Wenn Gemüse nicht damit gekocht wird, wird Daeji Bulgogi mit Reis in Salatblätter gewickelt.
Sebzeler pişirilmediğinde, daeji bulgogi marul yapraklarında pirinçle sarılır.
Sonuçlar: 57, Zaman: 0.057

"gewickelt" nasıl bir cümlede kullanılır

Er muss gewickelt werden, und zwar dringend.
Arthrose bietet ordentlich gewickelt und zweifarbigen Mischungen.
Das heißt gefüttert, gewickelt und idealerweise schlafend.
Es sollten immer beide Waden gewickelt werden.
Sie werden spiralförmig um Griffschale gewickelt sterben.
Geschickt gewickelt ergeben sich hier unterschiedliche Tragemöglichkeiten.
Sogar ein Trafo musste neu gewickelt werden.
Die Beine müssen nun morgens gewickelt werden.
Die Kleinsten müssen oft noch gewickelt werden.
In Frischhaltefolie gewickelt mindestens eine Stunde kaltstellen.
S

Gewickelt eşanlamlıları

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce