LEBEN LANG ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• ömür boyunca
• yaşam boyunca
• hayatı boyunca
• ömrü boyunca
• yaşamı boyunca
• yaşadığım sürece
• hayatim boyunca
• hayatım boyunca
• hayatın boyunca
• hayatınız boyunca
• ömrüm boyunca
• yaşamım boyunca
• ömrün boyunca
• yaşamın boyunca

Leben lang Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Mein Leben lang.
Yaşadığım sürece.

Bleibt trunken ein leben lang.
Ömür boyunca sarhoşsunuz.

Ein Leben lang.- Gefunden.
Ömür boyunca.- Onu buldum.

Kunst ein Leben lang.
Sanat yaşamı boyunca.

Ein Leben lang.- Gefunden.
Onu buldum.- Ömür boyunca.

Sein ganzes Leben lang.
Tüm hayatı boyunca.

Ein Leben lang die Gesundheit fördern.
Yaşam boyunca sağlığın teşviki.

Er tut es sein Leben lang.
Hayatı boyunca yapmış bunu.

Hat sein Leben lang davon gesprochen.
Hayatı boyunca bundan bahsetti.

Das dauert viele, viele Leben lang.
Bu, çok, birçok yaşam boyunca sürdü.

Ein ganzes leben lang brauchte.
Rfki̇n hayati boyunca varmak.

Und zwar mein ganzes Leben lang.
Yaşadığım sürece bundan pişmanlık duyacağım.

Er wird sein Leben lang daran denken.
Bunu hayatı boyunca unutmayacak.

Er liebte Choi Ji-woo sein Leben lang.
O tüm hayatı boyunca Choi Ji-wooya âşıktı.

Mein Leben lang war ich nichts.
Ben hayatım boyunca hiçbir şey olamadım.

Er wird jetzt sein Leben lang hinken.
Hayatı boyunca topal gezecek.

Ein Leben lang unbedenklich verwendet werden.
Yaşam boyunca güvenle kullanılır.

Frankie ist schon sein Leben lang versaut.
Franky hayatı boyunca pislikti.

Mein Leben lang wurde es mir beigebracht.
Beni dinleyin. Hayatım boyunca bana bu öğretildi.

Ich habe ihn sein Leben lang belogen.
Tüm hayatı boyunca ona yalan söyledim.

Ich werde sie glücklich machen… mein Leben lang.
Hayatı boyunca onu… mutlu edeceğim.

Er arbeitete sein Leben lang auf diesen Moment hin.
Ömrü boyunca bu an için uğraştı.

Dein Vater war ein guter Junge, sein Leben lang.
Baban ömrü boyunca iyi bir çocuktu.

Sie werden Ihr Leben lang Autos abschleppen.
Hayatın boyunca araba çekmeye mahkumsun.

Ihrem Besitzer bleibt sie ein Leben lang treu.
Bütün yaşamı boyunca sahibine sadık kalır.

Sein ganzes Leben lang trug er einen schwarzen Schnurrbart.
Tüm yaşamı boyunca siyah bir bıyığı vardı.

Sie kann so was nicht ihr Leben lang tragen.
Ömrü boyunca bu bantları takamaz.

Er wird sein Leben lang um Wichtiges kämpfen müssen.
Ömrü boyunca istediğini almak için kavga etmesi gerekecek.

Die muss er wohl ein Leben lang haben.
Ömrü boyunca diyalize girmesi gerekecek.

Petty hatte sein Leben lang mit Depressionen und Drogenproblemen gekämpft.
Petty tüm yaşamı boyunca depresyon ve uyuşturucu sorunlarıyla mücadele etmek zorunda kaldı.