Lebendiger Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Lebendiger Tod.
Yaşayan ölü.Und viel lebendiger.
Ein lebendiger Mensch muss denken.
Yaşayan insan düşünmek zorundadır.Der Traum war lebendiger.
Hayaller daha canlıydı.Ein lebendiger Toter.
Yaşayan ölü.Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Ich war noch nie lebendiger.
So! Dein lebendiger Anzug ist fertig.
Yani Canlı Kıyafetin hazır.Das ist ein ungewöhnlich lebendiger Geist.
Bu gördüğüm en canlı ruh.Lebendiger Oktopus auf meinem Kopf.
Canlı bir ahtapot kafamın üstündeydi.Du bist ein lebendiger, atmender.
Sen yaşayan, nefes alan.Und als Stereopaar noch lebendiger.
Wie wird lebendiger Glaube?
Aber ich fühlte mich nie lebendiger.
Ama hiç bu kadar canlı hissetmemiştim.Hab mich nie lebendiger gefühlt.
Hiç bu kadar canlı hissetmemiştim.Sie sagen, sie fühlen sich dadurch lebendiger.
Daha canlı hissettiklerini söylerler.Mehr Farbe. Lebendiger, fröhlicher.
Daha canlı, daha neşeli. Daha renkli.Das ist Balon Greyjoy's letzer lebendiger Sohn".
Desto lebendiger ist man auch.
Ölüme ne kadar yakın olursan kendini o kadar canlı hissedersin.Ich war noch nie lebendiger.
Daha önce hiç bu kadar canlı olmamıştım.Du wurdest lebendiger, als Brady Hartsfield in dein Leben trat.
Daha canlı oldun. Brady Hartsfield hayatına girdiğinden sonra.Das ist ein ungewöhnlich lebendiger Geist.
Karşılaştığım en canlı ruh.Ich danke dir, lebendiger und ewiger König, denn du hast gnädig meine Seele wieder in mir belebt.
Içimdeki ruhu merhametle iyileştirdiğin için. Sana şükrediyorum yaşayan ve ebedi Kral.Wie eine Schnur lebendiger Perlen.
Canlı incinin kılçıklarına benziyor bunlar.Dadurch fühlt man sich gleich viel lebendiger.
Kendini daha canlı hissetmeni sağlıyor.Der Sieche ist lebendiger als der Tote.
Tot? Ich fühlte mich nie lebendiger.
Öldüğümü mü? Hiç bu kadar canlı hissetmemiştim.Und das hier nenn ich"Lebendiger Hund, begräbt toten Hund.
Ve bu da:'' Diri Köpek, Ölü Köpeği Gömerse.Der Lichthof wird das Kaufhaus heller und lebendiger machen.
Açacağımız yeni avlu mağazayı daha aydınlık ve canlı yapacak.Da waren zwei Lukas, ein lebendiger und ein toter.
İki Lukas vardı, biri diri ve diğeri ölü.Auf diesem Full-HD-Display mit den eingebauten BRAVIA TV-Technologien von Sony wirkt alles noch lebendiger.
Sonynin BRAVIA TV teknolojileriyle geliştirilen bu Full HD ekranda gördüğünüz her şey daha canlıdır.
