LEUGNETEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri S

Fiil
Sıfat
inkar ettiler
verleugnen
zu verweigern
yalanlarken
yalanladık
Birleşik fiil

Leugneten Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Ecclesiastic category close
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Offiziell leugneten.
Resmi olarak yalanladı!
Sie leugneten alle unsere Zeichen!
İşaretlerimizin hepsini yalanladılar!
Dies ist Dschehennam, welche die Sünder leugneten.
Halbuki bu müsteşriklerin bir iftirasıdır.
Sie leugneten alle unsere Zeichen.
Onlar, mucizelerimizin hepsini inkâr ettiler.
Natur dadurch zu überwinden glaubten, daß sie sie leugneten und.
Fakat onu yalancı sandılar ve devesini kestiler.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Doch sie leugneten; also erfaßten Wir sie um.
Böylece onu yalanladılar; biz de onları.
Doch Salomon leugnete nicht ab, sondern die Teufel leugneten.
Hâlbuki Süleyman inkâr etmedi fakat o şeytanlar inkâr etti.
Als alle mich leugneten, hat sie mich anerkannt.
Herkes beni yalanlarken, o beni kabul etti.
Es ist von größter Bedeutung, dass seine Feinde dieses Wunder nicht leugneten.
Onun düşmanlarının bu mucizeleri inkar etmemeleri ayrı bir önemli noktadır.
Die Thamûd leugneten die Wahrheit in ihrem Trotz.
Haddini aştığı için Semud( bu) hakikati yalanladı;
Verloren wahrlich haben jene, die die Begegnung mit Allah leugneten und nicht rechtgeleitet waren.
Allaha kavuşacaklarını inkar edenler, şüphe yok ki zarara uğrarlar ve doğru yolu da bulamazlar.
Wir druckten, sie leugneten, und unsere andere Quelle fiel um!
Onları bastık, yalanladılar ve diğer kaynağımız çekildi!
So übten WIR an ihnen Vergeltung. Dann haben WIR sie im Meer ertrinken lassen, weil sie Unsere Ayat leugneten und ihnen gegenüber achtlos zu sein pflegten.
Sonucu öc aldık onlardan ve delillerimizi yalanladıkları, onlardan gaflet ettikleri için hepsini de denize garkettik.
Vor ihnen leugneten das Volk von Noah, die Gefährten von Ar-Rass und die Thamūd;
Onlardan önce Nuh kavmi ve Ad da yalanlamıştı.
Die Namen auf der Liste? Wir druckten, sie leugneten, und unsere andere Quelle fiel um!
Listedeki isimler. Onları bastık, yalanladılar ve diğer kaynağımız çekildi!
Vor ihnen leugneten das Volk Noahs und die Verbündeten nach ihnen.
Onlardan önce Nûh kavmi yalanlamıştı. Onlardan sonra gelen oymaklar da.
So übten WIR an ihnen Vergeltung. Dann haben WIR sie im Meer ertrinken lassen, weil sie Unsere Ayat leugneten und ihnen gegenüber achtlos zu sein pflegten.
Biz de onlardan intikam aldık ve ayetlerimizi yalanlamaları ve onlardan habersizmişler( gibi) olmaları nedeniyle onları suda boğduk.
Trotzdem leugneten einige Menschen die Auferstehung nach dem Tode.
Buna karşın bazı insanlar ölümden sonra yeniden dirilişi inkar etmişlerdir.
Sie werden einander erkennen.Verloren wahrlich haben jene, die die Begegnung mit Allah leugneten und nicht rechtgeleitet waren.
O şekilde ki sadece birbirlerini görünce tanıyacakları kadar yaşadıklarını sanacaklar.Allaha kavuşmayı yalan sayıp da doğru yolu tutmamış olanlar, en büyük kayba uğramışlardır. 79,46; 20,104; 70,11-15; 23,101; 77-15.
Vor ihnen leugneten das Volk Noahs und die Verbündeten nach ihnen.
Onlardan önce Nuh kavmi, arkalarından da çeşitli topluluklar yalanlamışlardı.
Der vielleicht noch am Leben war, während Sie leugneten, Fehler gemacht zu haben und wertvolle Zeit verstrich!
O hala yaşıyor olabilirdi, ama o sırada siz, hata yaptığınızı inkar ederek vakit kaybediyordunuz!
Sie leugneten Unsere Ayat allesamt ab, dann bestraften WIR sie das Bestrafen Eines allmächtigen Allwürdigen.
Lakin onlar bütün ayetlerimizi yalanladılar. Biz de onları güç ve kudretimize layık bir şekilde yakaladık.
Die aber Unsere Zeichen leugneten, sind taub und stumm in Finsternissen.
Ayetlerimizi ynhınUıyıınkır knmnlıkhırcta kalmış sağır ve dilsizlerdir.
Sie leugneten Unsere Ayat allesamt ab, dann bestraften WIR sie das Bestrafen Eines allmächtigen Allwürdigen.
Lakin onlar bütün âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları çok kuvvetli ve kudretli bir yakalayışla yakaladık.
Die aber Unsere Zeichen leugneten, sind taub und stumm in Finsternissen.
Ayetlerimizi yalanlayanlar karanlıklar içinde kalmış sağır ve dilsizlerdir.
Sie leugneten die Ayat ihres HERRN ab, widersetzten sich Seinen Gesandten und folgten der Anordnung jedes sturen Gewalttäters.
Rablerinin ayetlerini inkar ettiler; Onun peygamberlerine asi oldular ve inatçı her zorbanın emrine uydular.
(Die Physiokraten nahmen dies ernsthaft und leugneten daher, daß die industrielle Arbeit Mehrwert schaffe.).
( Fizyokratlar bunu ciddiye almışlar ve bu nedenle de, sa nayideki emeğin artı-değer yarattığını yadsımışlardır.).
Sie leugneten die Zeichen ihres Herrn und waren gegen seine Gesandten ungehorsam und folgten dem Befehl eines jeden widerspenstigen Gewaltherrschers.
Rablerinin ayetlerini inkar ettiler; Onun peygamberlerine asi oldular ve inatçı her zorbanın emrine uydular.
Dies(geschah deshalb), weil sie immer wieder die Zeichen Allahs leugneten und die Propheten zu Unrecht töteten; dies(geschah), weil sie sich auflehnten und immer wieder übertraten.
Bu, Allahın ayetlerini inkar etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmelerindendi; bu, karşı gelmeleri ve taşkınlık yapmalarındandı.
Vor ihnen leugneten ab die Leute Nuhs,'Aads und Pharaos von den Pyramiden.
Onlardan önce de Nuhun ve Âdın ve ordular sahibi Firavunun kavimleri, yalanladılar.
Sonuçlar: 50, Zaman: 0.242
S

Leugneten eşanlamlıları

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce