MITBRINGT ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• getirdiği
• getireceğini
• getirecek
• getirir mi
• getirdiğini
• getirme
• getirmesi
• getirirse
• getiriyormuş

Mitbringt Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Das Messer mitbringt“.
Hadi bıçağı getir.”.

Am schönsten ist es natürlich, wenn jeder seine eigenen Würfel mitbringt.
En güzeli, herkesin kendi rejisörünü getirmesi.

Dass Li einen Anwalt mitbringt, wusste ich nicht.
Linin bir avukat getireceğini hiç bilmiyordum.

Denkt Ihr, dass Will etwas Wasser mitbringt?
Sizce Will su getirir mi?

Besser, wenn man… Was? seine eigene Rolle mitbringt, sonst steht man nur auf dem Schlauch.
Ne var? Kendi tuvalet kâğıdını getirsen iyi olur çünkü ortadan kayboluveriyorlar.

Ich weiß nicht, ob er uns die CD mitbringt.
CDyi bugün getirir mi bilmiyorum.

Und wenn dein Freund noch mal Drogen mitbringt oder vor Chantal konsumiert, dann kommt er mit ein paar Kumpels und brennt die Hütte ab.
Birkaç arkadaşıyla uğrayacak ve her yeri yakacak. Ve eğer erkek arkadaşın eve yine uyuşturucu getirirse, ya da Chantalın önünde uyuşturucu alırsa.

Laurie zum Abendessen mitbringt?
Laurieyi getiriyormuş. Yemeğe?

Gut, aber ich mache das nur für die Lasagne und das Extra-Essen, das er am Sonntag mitbringt.
Peki ama sadece lazanya ve pazar günleri getirdiği fazladan yiyecekler için yaparım.

Wenn er ein Messer zu einer Schießerei mitbringt, wird er sehen, was passiert.
Silahlı çatışmaya bıçak getirmek, ne olacağını görecek.

Sieh nur die schönen Blumen, die er dir mitbringt.
Bak, sana ne güzel çiçekler getirmiş.

Ob er uns heute die CD mitbringt.
CDyi bugün getirir mi bilmiyorum.

Dein Großvater hat gestern Abend am Telefon gesagt, dass er dir etwas ganz Besonderes aus Prag mitbringt.
Geçen büyük baban aradı. Senin için Pragtan çok özel bir şey getiriyormuş.

Mit allem was er/sie mitbringt.
Ve onun beraberinde getirdiği her şeye.

Er ist ein unverzichtbarer Teilnehmer an Ausstellungen, von denen er viele Medaillen mitbringt.
Birçok madalya getirdiği yerden sergilerde vazgeçilmez bir katılımcı.

Könnte es sein, dass er Christie Brinkley mitbringt oder C3PO?
Sence Christie Brinkley veya C-3POyu da getirme şansı var mıdır?

Ich brauch' eure Adressen wegen der Hochzeit und ich muss wissen ob ihr Freundinnen mitbringt.
Düğün için adreslerinize ihtiyacım var. Ayrıca birini getirip getirmeyeceğinizi de öğrenmem lazım.

Alle Achtung, Rolfe, dass Ihr uns Wilde als Beispiel mitbringt. Und dieser Aufzug.
Aferin, Rolfe, örnek olarakta bir kafir getirmişsin. bize.

Ich wusste nicht, dass sie ihre Dramatikerin und einen Kerl mitbringt.
Oyun yazarını ve bir herifi getireceğini bilmiyordum.

Dieser Junge, den Theresa mitbringt?
Theresanın getirdiği çocuk?

Die erste Regel ist, dass man niemals die Polizei mitbringt.
Ilk kural, polisi buraya asla getirme.

Dass er große Steine mitbringt.
Ama kâşiften büyük taşlar getirmesi istenir.

Oder eine Legion von Skinheads auftaucht? Wird diese Riesenkundgebung auf uns zurückfallen, wenn jemand Hakenkreuze mitbringt.
Dazlak lejyonu olarak gelirlerse bize ters etki yapar mı? Bu mitingi yaparsak ve katılımcılar gamalı haçlar getirirse.

Dir ein Kleid oder so mitbringt.
Hatırlat da avukatın sana güzel bir elbise falan getirsin.

Wir müssten jemanden finden, der Geld mitbringt.".
Bize Para Getirecek Biri Lazım”.

Wer weiß, was sie von da mitbringt.
Ve oradan neler getireceğini kim bilir!

Vorgelesen wird, was ihr so mitbringt.
Sizlerin getirdiğinizi nasıl okuyacağız.

Wusstest du, dass sie ihn mitbringt?
Onu buraya getirdiğinden haberin var mıydı?

Was, wenn sie ihre"Partnerin" zur Arbeit mitbringt?
Peki ya partnerini iş yerine getirseydi?

Ich habe nie verstanden, warum man Blumen mitbringt.
Çiçek getirme fikrini hiç anlamamışımdır.