MITNIMMST ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• aldığın için
• götürmen
• yanına

Mitnimmst Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Wenn du mich mitnimmst.
Eğer beni istiyorsan.

Wenn du mich mitnimmst, wirst du auch mit mir untergehen.
Eğer beni götürürsen,… sen de benimle gelirsin.

Wenn du ihn mitnimmst.
Eğer onu yanına alırsan.

Wenn du sie mitnimmst, werde ich dich nicht mehr belästigen.
Eğer onu alırsan seni bir daha ne arar ne de yazarım.

Dass du Wasser mitnimmst!
Su getirmek için emin olun!

Wenn du sie mitnimmst, ruf ich die Polizei.
Onu benden almaya çalışırsan polis çağırırım.

Danke, dass du ihn mitnimmst.
Onu aldığın için sağ ol.

Wenn du diesen Mann mitnimmst, werden nette Familien sterben.
Bu adamı götürürsen tatlı ailen ölecek.

Danke, dass du mich mitnimmst.
Beni… aldığın için sağ ol.

Wenn du mich mitnimmst, lotse ich dich gerne.
Yani eğer beni götürmek istersen, sana rehberlik yapmaktan mutluluk duyarım.

Dass du mich hierher mitnimmst?
Beni burada istemiyor mu?

Wenn du den Fernseher mitnimmst, musst du mir die Uhr zurückgeben.
Eğer televizyonu alacaksan, senin de bana saati vermen gerek.

Danke, dass du mich mitnimmst.
Beni de aldığın için teşekkürler.

Wenn du mich nach Hause mitnimmst, obwohl ich dir diese Chance gebe.
Fakat beni eve götürüyorsanız bu şansı size daha önce vermiştim.

Ich komme, wenn du Mama auch mitnimmst.
Annemi de götürürsen gelirim.

Wenn Du mich jetzt mitnimmst, was passiert dann?
Sen şimdi beni alıp götüreceksin, ne olacak?

Schatz, ich will, dass du es mitnimmst.
Tatlım, onu da almanı isterim.

Und ich lasse nicht zu, dass du ihn mitnimmst‚ auch wenn er es wirklich verdient!
Her ne kadar hak etse de onu götürmenize izin vermeyeceğim!

Ist sinnvoller, wenn du sie mitnimmst.
Onları senin götürmen daha mantıklı.

Wenn du den in die Rechtsabteilung mitnimmst… dann kriegst du nicht einen Schluck davon ab.
Eğer o şampanyayı Hukuka götürürsen, tek bir yudumunu bile göremezsin.

Und Jax hat vorgeschlagen, das du uns mitnimmst?
Bizi de almanı Jax mi önerdi?

Ich will, dass du das mitnimmst.- Noch was, Dennis.
Ayrıca Dennis… bunu da yanında götürmeni istiyorum.

Ah, Ryuji. Danke, dass du mich mitnimmst.
Beni aldığın için teşekkürler! Oh, Ryuji.

Versprich, dass du mich mitnimmst und mich an den Gewinnen beteiligst. Das stimmt.
Ganimetleri benimle paylaşacağına söz ver. Doğru. Beni yanına alıp maceralarından kazanacağın.

Natürlich… Aber wenn du die Jacke mitnimmst.
Ama eğer o ceketi seninle götürüyorsan.

Und dass du Ed mitnimmst?- Ja?
Evet.- Edi de yanında mı götüreceksin?

Wir wissen es sehr zu schätzen, dass du die Kinder mitnimmst.
Hemen gelip çocukları aldığın için sana minnettarız.

Danke, dass du mich mitnimmst. Ah, Ryuji.
Beni aldığın için teşekkürler! Oh, Ryuji.

Zur Besichtigung. Schön, dass du mich mitnimmst.
Beni de okul ziyaretine götürdüğün için, sana minnettarım.

Wenn ich dich hier fortlasse, zulasse, dass du ihn mitnimmst, ändert das gar nichts.
Buradan gitmene izin verirsem onu almana izin verirsem hiçbir şey değişmez.