Paradigma Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Paradigma hat begonnen.
Vorgeschlagene neues Paradigma.
Zum Paradigma gemacht.
Paradigma için oluşturulur.Die Menschheit hat jetzt die Möglichkeit, dieses Paradigma zu ändern.
İnsanlık şimdi bu paradigmayı değiştirme fırsatına sahiptir.Das Paradigma verleiht uns Macht.
Paradigma bize güç verir.
İnsanlar da tercüme ediyor
Das von unserem Vorsitzenden entwickelte Paradigma ist universell und sozialistisch.
Önderliğimizin geliştirdiği paradigma, evrensel ve sosyalisttir.Das Paradigma wandelt sich nicht.
Paradigma hiç değişmiyor.Wir bitten darum, dass jeder von euch beginnt, sich dieses neue Paradigma vorzustellen.
Herkesin bu yeni paradigmayı hayal etmeye başlamasını istiyoruz.Kuhn als Paradigma bezeichnet.
Kuhn“ paradigma” adını vermiştir.Paradigma ist ein Modell oder Muster.
Bu bağlamda, paradigma bir model veya örnektir.Das heute aufkommende Paradigma konsolidiert diese Revolutionen.
Bugün ortaya çıkan paradigma bu devrimleri birleştiriyor.Das Paradigma eines neuen Verständnisses der Wahrheit wird gepflanzt, verwurzelt und wächst.
Gerçeğin yeni anlayışının paradigması ekildi, köklendi, büyüyor.Zusammenfassend setzt dieses Paradigma eine unabhängige Maßnahmen Design.
Özetle, bu paradigma bağımsız tedbirler tasarımını kullanır.Das Paradigma meiner Identität wirkte gegen mich.
Kimliğimin paradigması bana karşı çalışıyordu.Wissenschaftler sollten darauf achten, das Paradigma der Wissenschaft nicht zu übertreten.
Diese Paradigma sollte schleunigst geändert werden!
Bu paradigmayı bir an önce değiştirmemiz gerekiyor!Sie dreht sich um das, was ihr erschafft, was das Paradigma eurer Realität verändert.
Yarattığınız şey ile, gerçekliğinizin paradigmasını değiştiren şeyle ilgilidir.Um als Paradigma angenommen zu.
Bir kuramın paradigma olarak kabul.Auch der Realsozialismus schaffte es nicht, den Nationalstaat als System und Paradigma zu überkommen.
Reel sosyalizm buna alternatif olarak ortaya çıktığı zaman ulus devlet sistemi ve paradigmasını aşamadı.Das Wort Paradigma kommt aus dem Griechischen.
Paradigma sözcüğü Yunancadan gelir.Wirtschaftliche Prozesse zu verstehen erfordert ein Paradigma, das sich mit der Welt befasst, wie sie ist.
Ekonomik süreçleri anlamak, dünyayı olduğu gibi ele alan bir paradigmayı gerektirir.Das TOJ Paradigma erfordert weder spezifische stimuli noch Maskierung.
TOJ paradigma ne özel STIMUL gerektiriri ne maskeleme.Es kann sein, dass die Bewegungen, die dieses Paradigma verteidigen, es z.T. auf diesen Aspekt reduzieren.
Şimdi belki bu paradigmayı savunan hareketleri buna indirgemek bir açıdan mümkün olabilir.Das Paradigma der Wissenschaft kann mit dem einer Religion verglichen werden.
Bilim paradigması bir dinin buna benzetilebilir.Jede Gruppe verwendet ihr eigenes Paradigma zur Verteidigung eben dieses Paradigmas. .
Her kesim, kendi paradigmasını savunmak için gene kendi Das Paradigma des Mädchens in der Bedrängnis wird durch Märchen gestärkt.
Sıkıntıdaki kâinat paradigması, masallar aracılığıyla güçlendiriliyor.Wir verteidigen die demokratische Autonomie,die konföderale Organisation und das Paradigma der demokratischen Nation.
Biz demokratik özerkliği, konfederal örgütlenmeyi,demokratik ulus paradigmasını savunuyoruz.Ich muss das Paradigma ändern, ein großer Move.
Paradigmayı değiştirmeliyim. Büyük bir hamle yapmalıyım.Als der Realsozialismus als Alternative auftrat, konnte er das Nationalstaatensystem und sein Paradigma nicht überwinden.
Reel sosyalizm buna alternatif olarak ortaya çıktığı zaman ulus devlet sistemi ve paradigmasını aşamadı.Ich muss das Paradigma ändern, ein großer Move.
Büyük bir hamle yapmalıyım. Paradigmayı değiştirmeliyim.
