Scheitern Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Sie wird scheitern.
Scheitern akzeptieren.
Du wirst scheitern.
Başarısız olacaksın.Scheitern macht einsam.
Es kann nur scheitern.
Başarısızlığa mahkûm çünkü.Combinations with other parts of speech
Scheitern ist ansteckend.
Başarısızlık bulaşıcıdır.Crossbow wird scheitern.
Arbalet başarısız olacak.Das Scheitern des Sozialismus?
Sosyalizmin başarısızlığı mı?Vier Pläne scheitern.
Başarısızlığa uğrayan planlar.Nein, Scheitern ist beschissen.
Hayır, başarısızlık berbat bir şeydir.Ich werde nicht scheitern.
Ben başarısız olmayacağım.Ein Scheitern dürfte programmiert sein.
Başarısızlığa programlanmış olabiliriz.Weil ich gut ihm Scheitern bin.
Çünkü başarısız olmakta iyiyiz.Scheitern ist notwendig, um sich zu entwickeln.
Gelişmek için başarısızlığa ihtiyaç vardır.Man muss ein Scheitern einkalkulieren.
Başarısızlık saymak gerekiyor.So muss es anfangen… das… das Scheitern.
Başarısızlık böyle başlıyor olmalı.Adam: Sein Scheitern und seine Hoffnung(Teil 1).
Adam: Onun başarısızlığı ve umut( bölüm 1).Ein Plan, der zu 50% scheitern könnte.
Başarısızlık olasılığı olan bir plan.Sie erwarten doch wohl keine Belohnung fürs Scheitern.
Başarısızlık için ödül istemiyorsun herhâlde?Man muss sich zuvor das Scheitern eingestehen.
Önce başarısızlığı kabullenmek gerekiyor.Erfolg oder Scheitern liegt jenseits unsere Kontrolle.
Başarı da başarısızlık da kontrolümüzde değildir.Unsere Kultur erkennt kein Scheitern an.
Kültürümde başarısızlığı kabul etme yoktur.Scheitern tut weh, Kleiner. Du wirst es nie schaffen.
Başarısızlık can yakar evlat. Asla başaramayacaksın.Er denkt, dass dieses Album scheitern wird.
Bu albümün başarısız olacağını düşünüyor.Der Prozess könnte scheitern, aber wir müssen es versuchen.
Bu süreç başarısızlığa uğrayabilir, ancak bunu denememiz lazım.Im Ernst? Die Israelis werden hier scheitern.
İsrael burada başarısız olacak. -Cidden mi?Selbst wenn wir erneut scheitern, kann ich herausfinden, warum.
Yine başarısız olsak bile sebebini bulabilirim.Im Ernst? Die Israelis werden hier scheitern.
İsrail burada başarısız olacak. -Cidden mi?Das Scheitern des"Hoffmann-Plans"- der Vorläufer des Plans"Barbarossa".
Hoffmann Planı'' nın başarısızlığı-'' Barbarossa'' planının öncüsü.Lass es dieses Mal nicht scheitern, Nell.
Bu kez başarısız olmasına müsaade etme, Nell.
