SPALTET ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• böldü
• parçaladı
• bölündü
• ayırır

Spaltet Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Wer spaltet dieses Land?
Kim bölüyor bu ülkeyi?

Der Entscheid spaltet Italien.
Karar ile İtalya bölündü.

So spaltet Kurz die Welt.
Dünyayı Paylaşmak Kısa Özet.

Und Santo Padre spaltet uns.
Santo Padre de bizi bölüyor.

Spaltet der Terror die Türkei?
Terör Türkiyeyi bölüyor mu?

Wenn sie ein Atom spaltet.
Eğer o, atomu parçalayabilirse.

Die Entscheidung spaltet die Anwaltschaft.
Karar hukukçuları böldü.

WER spaltet denn seit Jahren dieses Land?
Kim böldü yıllarca bu halkı?

Flüchtlingsverteilung spaltet Europa.
Mülteci kotası'' Avrupayı böldü.

Libyen spaltet Russlands Führung.
Libya harekâtı, Rusya yönetimini böldü.

Konflikt um Schächtung spaltet Polen.
Defin tartışması Polonyayı böldü.

Rutherford spaltet das Atom. Danke.
De Rutherford atomu parçaladı. Sağ olasın.

Die Abtreibungsdebatte spaltet Polen.
Defin tartışması Polonyayı böldü.

Und wie spaltet man seine Seele, Sir?
Peki ruhunuzu nasıl bölersiniz, efendim?

Die Flüchtlingskrise spaltet Deutschland.
Mülteci krizi Almanyayı böldü.

Fiat spaltet offiziell in zwei Unternehmensgruppen.
Fiat resmen iki ayrı şirkete bölündü.

Neues Material reinigt und spaltet Wasser.
Yeni Malzeme Suyu Temizler ve Ayırır.

Rutherford spaltet das Atom. Danke.
De Rutherford atomu böldü. Teşekkür ederim.

Lassen nicht mehr zu, dass man uns spaltet.
Artık başkalarının bizi bölmesine izin vermeyeceğiz.

Rutherford spaltet das Atom. Danke.
Sağ olasın. 1917de Rutherford atomu parçaladı.

Ihr wollt rausfinden, ob es uns vereint oder spaltet.
Bu bizi birleştirecek mi yoksa bölecek mi öğrenmek istediniz.

Rutherford spaltet das Atom. Danke.
De Rutherford atomu parçaladı. Teşekkür ederim.

Spaltet ein Stück Holz und ich bin da, hebt einen Stein und ihr findet mich dort“.
Bir parça odun yar, oradayım, Bir taşı kaldır, beni orada bulursun.

Rutherford spaltet das Atom. Danke.
Teşekkür ederim. 1917de Rutherford atomu parçaladı.

Wir können nicht länger zulassen, dass die Verwirrung uns spaltet. Ja, es ist kompliziert.
Bu karışıklığın bizi bölmesine izin veremeyiz. Evet, aşırıymış.

Das Kapital spaltet die Gesellschaft in Klassen.
Kapitalizm toplumumuzu sınıflara ayırır.

Unteilbar, einige hundert Jahre später spaltet der Mensch Atome.
Demokrit‘ ten 2300 yıl sonra atomu insanoğlu bölmüştü.

Atomkraft spaltet die Gesellschaft, und das seit Jahrzehnten.
Nükleer enerji yıllardır toplumu bölüyor.

Das Referendum am Sonntag über die Sparpolitik spaltet Griechenland.
Yunanistanda tasarruf politikalarıyla ilgili pazar günü yapılacak referandum halkı böldü.

Siedlungspolitik spaltet Israels Regierung.
Yahudi devleti tasarısı İsrail hükümetini böldü.

"spaltet" nasıl bir cümlede kullanılır

Die Krise spaltet allerdings die Kräfte.

Vom Anion spaltet sich ein Ethoxy-Ion.

Der Gallensaft spaltet nur Fett auf.

Metall spaltet Holz, aber auch Kupfer-Zink-Störung.

Spaltet die Fans, aber kann mehr.

Spaltet den Boden mit Eurer Axt.

Spaltet sie wirklich die türkische Nation?

Ein herabfallender Keil spaltet das Holz.

bei denen spaltet sichs dann auf.

Die soziale Frage spaltet die Gesellschaft.