UNERFÜLLTE ne Demek Turkce - Turkce Çeviri S

Sıfat
gerçekleşmemiş
real
wirklich
wahrheit
realität
tatsache
wirklichkeit
fakt
true
echte
wahre
karşılanmamış
yerine getirilmemiş
unerfüllt
nicht erfüllt
nicht eingehalten
giderilmemiş

Unerfüllte Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Unerfüllte Liebe.
Nikahsız aşk.
Vielleicht noch eine unerfüllte Liebe.
Belki daha tükenmemiş sevginizdir.
E- Unerfüllte Erwartung.
IKEA in Belarus: unerfüllte Träume.
IKEA Belarus yerine getirilmemiş rüyalar.
Jeder unerfüllte Wunsch, der sich auf.
İtiraz etmeyen her isteği yerine getiren.
Vergeudete Jahre, unerfüllte Jahre.
Boşa geçen yıllardı, tatmin etmeyen yıllardı.
Nur unerfüllte Liebe kann romantisch sein.".
Yalnızca gerçekleşmemiş aşklar romantik olur''.
Das Gedicht beschreibt eine unerfüllte Liebe.
Aşkın Tanımında Tamamlanmamış Bir Şiir.
Der unerfüllte Traum vom demokratischen Sozialismus.
Gerçekleşmeyen demokratik sosyalizm hayali.
Kommentar hinzufügen IKEA in Belarus: unerfüllte Träume.
IKEA Belarus yerine getirilmemiş rüyalar.
Poroschenkos unerfüllte Versprechen.
Poroshenkonun yerine getirilmeyen sözleri.
Unerfüllte Erwartungen: Wenn Geeker Ihre Erwartungen nicht erfüllt.
Karşılanmamış beklentiler: Geeker beklentilerini karşılamak değilse.
Ich habe noch viele unerfüllte Träume und Ziele.
Hala gerçekleştiremediğim bir sürü hayalim ve hedefim var.
Unerfüllte erwartungen sind eine wichtige quelle für konflikte bei ehen.
Karşılanmamış beklentiler, evliliklerde büyük bir çatışma kaynağıdır.
Die folgenden Pakete haben unerfüllte Abhängigkeiten.
Aşağıdaki paketler karşılanmamış bağımlılıklara sahip.
Falsche oder unerfüllte Erwartungen können die Ehe verletzen.
Yanlış ya da karşılanmamış beklentiler evliliğinize zarar verebilir.
Die Jungs und ich plauderten über unerfüllte Erwartungen.
Biz de çocuklarla gerçekleşmeyen beklentileri konuşuyorduk.
Die unerfüllte Sehnsucht eines Mannes, mit einer schönen Frau zu schlafen, ist der Achsstift einer gedeihenden Gesellschaft.
Adamın karşılıksız arzu uyku. Güzel kadınlarla gelişen bir toplumun temel taşı olduğunu.
Das Wichtigste ist, die unerfüllte Basis zu zerstören.
Önemli olan karşılanmamış temel ihtiyacı yok etmektir.
Ich bin heute hierher gekommen, um über unvollendete Hoffnung zu sprechen und unerfüllte Träume.
Bugün, bitmemiş umutlardan ve gerçekleşmemiş hayallerden bahsetmek üzere buradayım.
Haben wir alle nicht unerfüllte sehnsüchte und Träume?
Hepimizin henüz gerçekleşmemiş istekleri ve hayalleri var?
Ein Teil, das fester Bestandteil seines Wesens, wird immer das Gefühl, hungrig,durstig, unerfüllte, unvollständig.
Varlığının en içsel kısmı, her zaman aç,susamış, dolmamış, eksik hissedecektir.
Das Marketing identifiziert unerfüllte Bedürfnisse und Wünsche.
Pazarlama, gerçekleşmemiş ihtiyaç ve arzuları tanımlar.
Diese Art von Fisch zeigt die Feindseligkeit zwischen den Träumer und seine Lieben oder unerfüllte Hoffnungen.
Bu balık türü hayalperest ve onun akrabaları veya yerine getirilmemiş umutlar arasındaki husumeti gösterir.
Polen bietet mir nur unerfüllte Liebe und Männer in Uniform.
Polonyada benim için sadece hazin aşk ve üniformalı adamlar var.
Er verspricht nur mehr Gewalt und unerfüllte Bestrebungen.
Bu durum sadece şiddet ve gerçekleşemeyen umutlar vaat ediyor.
Diese Epoche zu beschleunigen: unerfüllte medizinische Bedürfnisse aufzugreifen, zu bearbeiten und zu innovieren.
Yapılmak istenen şey de bu dönemi hızlandırmak: giderilmemiş tıbbi ihtiyaçları alıp üzerinde çalışmak, yenilikler getirmek.
Wenn er nur teilweise ausgeführt wird,wird der unerfüllte Teil des Orders storniert.
Eğer sadece kısmen uygulanırsa,siparişin doldurulmamış kısmı iptal edilir.
Unzählige unerfüllte Wünsche, unerfüllte Träume, nicht gelebte Talente ihrer Vorfahren manifestieren sich in ihrer Rebellion.
Atalarının/Analarının sayısız tatmin edilmemiş arzularını, doyurulmamış hayallerini, gerçekleştirilememiş yeteneklerini kendi ayaklanmalarında ortaya çıkarmaya çalışırlar.
Auch lange Zöpfe werden als unerfüllte Hoffnungen interpretiert.
Ayrıca, uzun örgüler yerine getirilmemiş umutlar olarak yorumlanır.
Sonuçlar: 37, Zaman: 0.0496
S

Unerfüllte eşanlamlıları

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce