Verlangsamt Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Die Erosion verlangsamt.
Das verlangsamt das CPU.
Wenn sie uns verlangsamt.
Bizi yavaşlatır ise-.Dies verlangsamt Stoff.
Der Reiter, der mich verlangsamt.
Beni yavaşlatan atlı.
İnsanlar da tercüme ediyor
Licht verlangsamt sie.
Işık onları yavaşlatıyor.An etwas, das unsere Feinde verlangsamt.
Nein. Verlangsamt den Herzschlag.
Hayır. Kalbi yavaşlatır.Er sucht etwas, das die Wirkung verlangsamt.
Etkiyi yavaşlatacak bir şeyler bakacak.Schwerkraft verlangsamt die Zeit!
Çekim gücü zamanı yavaşlatıyor.Verlangsamt und beschleunigt die Zeit.
Yavaşlatır ve zamanı hızlandırır.Das Salz im Boden verlangsamt die Verwesung.
Topraktaki tuz çürüme sürecini yavaşlatıyor.Das verlangsamt es, aber hält es nicht auf.
Bu onu yavaşlatır ama durdurmaz.Lass nicht zu, was dein Leben verlangsamt.
Hayatını yavaşlatan şeyin onu almasına izin verme.Na ja, die verlangsamt die Produktion.
Üretimi yavaşlatıyor ya ondan.Das ist vermutlich das Einzige, was den Blutverlust verlangsamt.
Muhtemelen kan kaybını yavaşlatan tek şey bu.Kälte verlangsamt die Moleküle.
Soğuk, moleküler etkinliğini yavaşlatır.Aber der Stromausfall verlangsamt alles.
Deniyor ama elektrik kesintisi her şeyi yavaşlatıyor.Was verlangsamt das Wachstum der Nägel.
Tırnak büyümesini yavaşlatan şey nedir.Das stopppt die Blutung und verlangsamt die Schwellung.
Kanamayı durdurur ve şişmeyi yavaşlatır.Das verlangsamt sie, aber es schaltet sie nicht aus.
Bu onu yavaşlatır, ama dışarı da çıkarmaz.Etwas in der Pyramide verlangsamt Neutrinos.
Piramidin içindeki bir şey nötrinoları yavaşlatıyor.Arsen verlangsamt die Leukämie, heilt sie aber nicht.
Arsenik lösemiyi yavaşlatır ama tedavi edemez.Ich brauche etwas, das den Verbrennungsprozess verlangsamt. Kommen Sie.
Yanma işlemini yavaşlatacak bir şey lazım bana. Hadi.Der Druck verlangsamt seinen Kreislauf.
Vücudundaki basınç muhtemelen kan dolaşımını yavaşlatıyor.Auf dem Windows sammelt Fehler, aufgrund derer der Computer verlangsamt.
Windows bilgisayarı yavaşlatır nedeniyle hangi hataları toplar.Arsen verlangsamt die Leukämie, kann sie aber nicht heilen.
Arsenik lösemiyi yavaşlatır ama tedavi edemez.Abgesehen von der PC-Geschwindigkeit verlangsamt, ändert SMP2. EXE Ihre Einstellungen.
PC hız yavaşlatan dışında SMP2. EXE ayarlarınızı değiştirir.Das verlangsamt deinen Herzrhythmus und senkt deine Körpertemperatur.
Bu kalbini yavaşlatacak ve vücut ısını düşürecek.Eine Probe von dem Stoff, der Neutrinos verlangsamt, würde die Physik verändern.
Nötrinoları yavaşlatan şeyden alınacak bir örnek fiziği tamamen değiştirebilir.
