COMPUTER PROGRAMS ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• bilgisayar programları
• bilgisayar programlarını
• bilgisayar programlarının
• bilgisayar programı

Computer programs Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

He makes computer programs.
Bilgisayar programları yapıyor.

Familiar with excel and powerpoint computer programs.
Excel ve Power Point bilgisayar programlarını bilirim.

Make computer programs, of course.
Bilgisayar programları yapıyorum tabii ki.

I have tried three different computer programs.
Farklı bilgisayar programı denedim.

What computer programs do you use the most often?
En sık hangi bilgisayar programlarını kullanıyorsunuz?

Tell him you're not computer programs.
Ona, bilgisayar programı olmadığınızı söyleyin.

Our computer programs weren't designed to handle a chaotic system.
Bilgisayar programlarımız kaotik sistemleri yönetemiyor.

I have tried three different computer programs.
Farklı bilgisayar programı ile Denedim.

I wrote computer programs to make complex graphics like this.
Bunun gibi karmaşık grafikler yapacak bilgisayar programları yazdım.

To handle a chaotic system. Our computer programs weren't designed.
Bilgisayar programlarımız kaotik sistemleri yönetemiyor.

Around the world. It's a lowdown work of sabotage that could wreck millions of computer programs.
Dünyadaki milyonlarca bilgisayar programını mahvedebilecek adi bir sabotajdır bu.

Closed source means computer programs whose source code is not published.
Kapalı kaynak, kaynak kodu yayımlanmamış bilgisayar programları anlamına gelmektedir.

And I used to think, how on Earth are those kids ever going to learn to write computer programs?
Ve düşünürdüm, buradaki çocuklar nasıl olacak da bilgisayar programı yazmayı öğrenecekler?

I used to teach people how to write computer programs in New Delhi, 14 years ago.
İnsanlara bilgisayar programları yazmayı öğretiyordum, 14 yıl önce, Yeni Delhide.

Such computer programs allow users, for example, to create and modify itineraries.
Bu tür bilgisayar programları kullanıcı, örneğin, oluşturma ve güzergâh değiştirmek için izin verir.

And that really means that they need to be able to write their own computer programs, or code.
Ve bu demektir ki onlar kendi bilgisayar programlarını yazabilmeliler, ya da kodlayabilmeliler.

Before Windows 8, computer programs were identified by their static computer icons.
Windows 8den önce, bilgisayar programları statik bilgisayar simgeleriyle tanımlandı.

And he would come home and play“Misty” on his organ for three hours, My dad makes computer programs and he makes music.
Babam bilgisayar programları yapıyor, müzik yapıyor ve eve gelip orgunda üç saat'' Misty'' yi çalıyordu.

Computer programs that predict the performance of propellants in rocket engines are available.
Roket içerisindeki bilgisayar programlarını tahmin eden bilgisayar programları mevcuttur.

Computational chemists, in contrast, may simply apply existing computer programs and methodologies to specific chemical questions.
Hesaplamalı kimyacılar aksine mevcut bilgisayar programlarını ve metodolojilerini belirli kimyasal sorulara uygulayabilir.

Computer programs are essentially trees, and when you make art with a computer program, there's kind of a problem.
Bilgisayar programları temel olarak ağaçlardır, ve bir bilgisayar programıyla sanat yaptığınızda, bir sorun vardır.

When fault trees are labeled with actual numbers for failure probabilities, computer programs can calculate failure probabilities from fault trees.
Hata ağacı gerçek hata olasılıkları ile etiketlendiğinde, bilgisayar programları bu rakamları kullanarak başarısızlık olasılığı hesabını yapabilir.

Nalibof formulated computer programs that could plot and alter Miriam Schapiro's drawings.
Nalibof, Miriam Schapironun çizimlerini artıracak ve değiştirebilecek bilgisayar programlarını formülleştirdi.

File sharing is the practice of distributing or providing access to digital media, such as computer programs, multimedia(audio, images and video), documents or electronic books.
Dosya paylaşımı Bilgisayar programları, çoklu ortam( ses, görüntü ve video), belgeler veya E-kitaplar gibi dijital ortamlara çevrimiçi dağıtım veya sunma uygulamasıdır.

So, I started to write computer programs that study very, very large sets of these online footprints.
Böylece bu online ayak izlerini çok büyük kümeler halinde inceleyecek bilgisayar programları yazmaya başladım.

This is in contrast to application streaming systems, like Microsoft App-V, in which computer programs are streamed to the client on-demand and executed on the client machine.
Bu, Microsoft App-V gibi, bilgisayar programlarının istemciye istek üzerine aktarıldığı ve istemci makinede yürütüldüğü uygulama akış sistemlerinden farklıdır.

Because computer programs are used to build and work with these complex models, approximations need to be formulated into easily computable forms.
Bilgisayar programları oluşturmak ve bu karmaşık modellerle çalışmak için kullanılması nedeniyle yaklaşımların kolayca hesaplanabilir formlar halinde formüle edilmesi gerekir.

However, the Windows shell also implements a shell namespace that enables computer programs running on Windows to access the computer's resources via the hierarchy of shell objects.
Bununla birlikte, Windows kabuğu, Windowsta çalışan bilgisayar programlarının kabuk nesnelerinin hiyerarşisi yoluyla bilgisayarın kaynaklarına erişmesini sağlayan bir kabuk ad alanını da uygular.

Most computer programs help you arrive at decisions by ordering and analysing all the relevant facts so that they then point naturally towards the right decision.
Genelde bilgisayar programları bütün bağlantılı gerçekleri göz önüne alarak ve analiz ederek bir sonuca ulaşmanızı sağlar. Böylece size doğru yolu işaret ederler.

People have written computer programs looking for the highest prime and all of that.
İnsanlar, asal sayıları bulup en yüksek asal sayıyı hesaplıyorlar. Hatta bunun için bilgisayar programları yazıyorlar.