DOES NOT HAVE ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• yok
• sahip değil
• olmayan
• sahip olmayan
• vardır
• bulunmuyor
• mutlaka
• sahip değiller
• yoktur
• sahip değildir
• olmadığını
• sahip olmadığını
• yokmuş
• sahibi değil
• var

Does not have Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Someone who does not have a compromised law partner.
Tehlikeli bir hukuk ortağı olmayan birisi.

Get out of the hallway. He does not have smallpox.
Koridordan uzaklaş.- Onda çiçek hastalığı yok.

He does not have smallpox. Get out of the hallway.
Koridordan uzaklaş.- Onda çiçek hastalığı yok.

Dangerous food that does not have human emotion.
İnsan duygularına sahip olmayan tehlikeli yemekler.

Clearance for Project Insight.- Captain Rogers does not have.
Kaptan Rogersın Insight Projesi için yetkisi yok.

Israel does not have a king. If I'm the king of Israel.
İsrailin kralı yok. İsrailin kralı olsaydım.

No, sir. He definitely does not have his location.
Hayır efendim, kesinlikle adamımız o bilgiye sahip değil.

Clearance for Project Insight.- Captain Rogers does not have.
Yüzbaşı Rogersın İçgörü'' Projesi için geçiş izni yok.

That Jedi does not have the troops to take this city.
Jedilar bu şehri alacak sayıda askere sahip değiller.

Clearance for Project Insight.- Captain Rogers does not have.
Yüzbaşı Rogersın İrfan Projesine geçiş izni bulunmuyor.

He definitely does not have his location. No, sir.
Hayır efendim, kesinlikle adamımız o bilgiye sahip değil.

Clearance for Project Insight. COMPUTER: Captain Rogers does not have.
Yüzbaşı Rogersın İrfan Projesine geçiş izni bulunmuyor.

Poor Englishwoman, that does not have a place to sleep in Paris.
İki hafta gidecek yeri olmayan zavallı İngiliz.

NATO does not have a direct role in the process, which the UN is monitoring.
NATO, BM nezaretindeki süreçte doğrudan role sahip değil.

There is not one of us who does not have his appointed place.
Bizim her birimizin belli bir makamı ve yeri vardır.

Does not have access to clean drinking water. Twelve percent of the world's population.
Dünya nüfusunun% 12si… temiz içme suyuna sahip değil.

Twelve percent of the world's population does not have access to clean drinking water.
Dünya nüfusunun% 12si temiz içme suyuna sahip değil.

Your system does not have enough memory to process this crash report.
Sisteminiz bu çökme raporunu işlemek için yeterli belleğe sahip değil.

No one listens. From where he sits, he does not have the ghettos or the stink.
Kimse dinlemiyor. Onun oturduğu yerde gettolar veya pis koku yok.

One warlock does not have the power to steal the Book of Shadows.
Bir falcı Gölgeler Kitap çalmak için güç yoktur.

Some viewers don't know this but Lotus does not have a good reputation for quality.
Bazı izleyicilerimiz bilmeyebilir ama Lotus kalite konusunda iyi bir üne sahip değil.

A person who does not have tattoos Be an embarrassment to him and his family.
Dövmelere sahip olmayan bir kişi, o ve onun ailesine utanç kaynağı olur.

Mr. Pollock does not have your exotic refinements.- Of course.
Elbette. Bay Pollockta senin egzotik kibarlığın yok.

Captain Rogers does not have clearance for Project Insight.
Yüzbaşı Rogersın İrfan Projesine geçiş izni bulunmuyor.

Mr. Pollock does not have your exotic refinements.- Of course.
Bay Pollockta senin egzotik kibarlığın yok.- Elbette.

Major, your man does not have the authority to detonate. Blow it up!
Patlat şunu! Binbaşı, adamınızın patlatma yetkisi yok.

That Jedi does not have the troops to take this city.- I will not retreat.
Geri çekilmeyeceğim. Jedilar bu şehri alacak sayıda askere sahip değiller.

For a man who does not have a political position, you think remarkably like a politician.
Politik bir pozisyonu olmayan bir adam için, politikacı olarak düşünebilirsin.

Albania currently does not have a law on the books allowing electronic registration.
Arnavutluk şu anda elektronik tescile olanak sağlayan kitaplarla ilgili bir yasaya sahip değil.

Someplace that doesn't have… wheels.
Tekerlekleri olmayan bir yere.